30 Aralık 2016 Cuma

Steve Jobs tan tavsiyeler

Steve Jobs tan tavsiyeler

Apple’ın efsanevi patronu Steve Jobs neden bu kadar başarılıydı? Merak edenler için işte cevabı… Teknoloji dünyasının en başarılı isimlerinden Steve Jobs’un kendisinin uyguladığı ve başkalarına da başarı için tavsiye ettiği 12 ders…

Steve Jobs
1- Sevdiğiniz işi yapın: Mükemmel işin sırrı, sevdiğin işi yapmaktır.
2- Farklı olun, farklı düşünün: Sıradan işler yapmaktansa aykırı işler ortaya koymak size farklılığı getirecektir.
3- En iyisini yapın: Yaptığınız her işte en iyisini yapmaya çalışın. Başarı yeni başarıları getirir. Mükemmeliyet tutkusu olan insanları işe alın.
4- SWOT analizi yapın: Yeni bir işe başladığınızda veya yeni bir iş girişimi yaptığınızda hemen küçük bir kağıda kendinizin ve şirketinizin güçlü ve zayıf yanlarını listeleyin. Ve şirketinizdeki kötü elemanları çıkarmakta hiç tereddüt etmeyin.
5- Girişimci olun: Bundan sonraki yeni ve büyük iş için hazırlıklı olun. Değişik iş fikirleri bulun ve uygulamaya koyulun. Zaman zaman ilk adımı atmak çok zor olsa da bunu yapın. Kalbinizin sesini dinleyecek cesaretiniz olmalı.
6- Küçük başlayın, büyük düşünün: İlk başta detaylar için endişelenmeyin. Küçük başlayın daha sonra daha karmaşık alanlara yönelin. Unutmayın yanlızca yarını değil, geleceği düşünün.
7- Pazar lideri olmak için çabalayın: Yaptığınız her işte en iyi ve en mükemmel teknolojiye sahip olun ve kullanın. Eğer daha iyi bir teknoloji varsa, başkaları kullanmıyorsa bile, iyi olduğunu biliyorsanız siz kullanın. Bir numara olup endüstri standartlarını siz belirleyin.
8- Sonuca odaklanın: İnsanlar sizi performansınızla değerlendirse bile siz sonuca odaklanın. Kalite ölçüsü olun. Reklam yapın. Ürününüzü bilmezlerse almayacaklardır. Ürünlerinizin dizaynına önem verin. Tabi ki aynı anda kullanım kolaylığı olmalı.
9- Fikir alın: Değişik ortamlardan gelişmiş insanlardan fikir alın. Her biri size faydalı şeyler söyleyeceklerdir. Eğer tepe noktada iseniz, insanlar sizden çekindikleri için gerçek fikirlerini söylemeyeceklerdir. Kendinizi gizleyerek veya farklı kaynaklardan fikir alın. Daha çok ürünlerinizi kullanan insanlara odaklanın. İlk dinleyeceğiniz kişi müşteriniz olsun.
10- Yenilikçi olun: Lideri, takipçilerden ayıran innovasyondur. Yetki vermeyi bilin. Rutin işlerinizin yüzde 50’sini diğer yöneticilere aktararak, zamanınızın yüzde 50’sini yeni şeylere ayırın. Yolunuzdan çok fazla ayrılmamak için bazı projelere hayır demesini bilin. Çok önemli radikal değişiklere konsantre olun. Dünyanın en güzel şeylerini yapmayı hayal eden insanlarla çalışın. Bir teknoloji şirketinde bile ürün odaklı olmalısınız. Birçok şirkette çok sayıda iyi mühendisler ve akıllı insan olabilir, fakat onları toparlayacak itici bir güç gereklidir.
11- Hatalarınızdan ders alın: Zaman zaman innovasyon yaparken, hataya düşebilirsiniz. En iyisi hata yaptığınızı kısa sürede itiraf edip, diğer innovasyonlarınıza yönelmektir.
12- Sürekli olarak öğrenin: Her zaman öğrenilecek bir şey vardır. Şirket içinden ve dışından çapraz fikirler paylaşın. Müşterilerden, rakiplerden ve iş ortaklarınızdan öğrenin. Eğer sevmediğiniz biriyle ortaksanız, onu sevmeyi, onu övmeyi, ondan yararlanmayı öğrenin. Düşmanlarınızı açıkça ama dürüstçe eleştirmeyi bilin.
kaynak:morfikirler


28 Kasım 2016 Pazartesi

İşinizi başkaları görmese de iyi yapın!




   
 
Başarı

Merhaba, bugün sizlere Mümin Sekman'ın ''Başarmanın 10 altın kuralı'' nı paylaşıyorum.
İnsanlar ‘yapması gerektiği halde yapmadıkları’ ve ‘yapmaması gerektiği halde yaptıklarıyla’ hayatlarını şekillendirir. Başarı kuralları, yasalar gibi, anayasa, kanun ve yönetmeliklere ayrılır. Bazen bir kuralı ihlal etmek, çok sayıda doğruyu götürür.  Bugün, başarılı olmak için akılda tutulması gereken bazı kuralları anlatmak istiyorum. Ünlü bir yazar yaşamayı kalabalık önünde solo keman çalmaya benzetip şöyle demişti: “Keman çalmayı da, keman çalarken        öğreniyoruz.” Çoğu insan, başarıyı deneme-yanılma yoluyla öğrenir ama böyle yapmak zorunda değildir. Önce öğrenip, sonra deneyip, daha az yanılabiliriz! Birinci kural, başarı kelimesinde gizlidir. Baş+arı: yani, ‘baş’ olmak için ‘arı’ gibi çalışmak gerekir!
İşte kulağa küpe olması için 10 altın kural.
1- İşinizi başkaları görmese de iyi yapın!
Başkası görmediği zaman işinizi ne kadar iyi yapıyorsanız, gerçek değeriniz odur. STFA’yı kuran efsanevi müteahhitler Sezai Türkeş ve Fevzi Akkaya iş prensiplerini açıklarken, “Döktüğünüz beton toprağın altında kalsa bile güzel olmalı” diyor. Başkası övmese de, başkası görmese de işinizi en iyi şekilde yapmaya çalışın. İşinizi iyi yapma dereceniz, maaşınızın karşılığı değil, karakterinizin yansımasıdır. Zirvedekiler de bir zamanlar yolun başındaydılar ve onlar da ‘az maaşa’ çalışıyorlardı. Eğer ‘bu kadar ekmeğe bu kadar köfte’ deyip, maaşları kadar çalışsalardı hiçbir zaman yükselemezlerdi.
2- Hak eden değil hareket eden kazanır.
Dürüst ve iyi kalpli bir insan olmak başarı için gerekli olsa da tek başına yeterli değildir. İyi insan olmak kadar, etkin insan olmak da gerekiyor. İsmet Paşa’nın deyişiyle, “Namuslular da en az namussuzlar kadar” cesur ve atak olmak zorundadır. Birçok insan sırf iyi insan olduğu için başarılı olmayı hak ettiğini düşünür. Elde edemeyince de hayal kırıklığı içinde suçlamaya ve söylenmeye başlar.
3- Her alanda birşeyler bilin, bir alanda ise herşeyi bilin
Thomas Henry Huxley’in söylediği, Türkiye’de ise Sakıp Sabancı’nın  meşhur ettiği bir söz vardır. “Her alanda bir şeyler bilin, bir alanda ise her şeyi bilin.” Bu çok mantıklı bir bilgilenme yönetimi politikasıdır. Her alanda bir şeyler bilerek, genel kültürünüzü artırırsınız. Bir alanda her şeyi bilerek, mesleki bilgi sahibi olursunuz. İkisi bir arada ise başarıya yatkın olursunuz.
4- Yapamayacağınız şeyler, yapabileceklerinizi engellemesin
Bazı şeyler kontrolümüzde değildir. Enerjinizi,  değiştirebileceğiniz nokta-lara yönlendirin. Vehbi Koç’un çalışma odasına astığı cümle aklınızda bulun-sun: “Tanrım bana değiştirebileceğim şeyleri değiştirecek cesareti, değiştire-meyeceğim şeyleri kabullenecek sabrı ve ikisini birbirinden ayıracak aklı ver!”
5- Kendinizi de şaşırtan bazı şeyler yapın
Başarmak, kendinizi ve çevrenizdekileri şaşırtacak sonuçlar almaktır. Skor tabelanızda yazan en son sonuç, sizi ve çevrenizdekileri şaşırtmıyorsa, kariyer patinajı yapıyorsunuz demektir. Neyi yapabilmiş olsaydınız, insanlar olumlu anlamda şaşırırdı? Hayatınızı birkaç  beden büyütseydiniz nasıl bir görünüm kazanırdı? Başarınızdan sıkılmaya başladıysanız, bu bir süredir ‘daha büyüğünü’ yapabilmek için sınırlarınızı zorlamayı bırakmanızdan olabilir.
6- Amerikalı gibi düşün,Türk gibi başla,İngiliz gibi bitir
Her toplumun karakteristik bir özelliği, başarı ile örtüşür. Amerikalılar, düşünme endüstrisinde iyidir. Japonlar detaylı işleri sabırla planlar. Biz Türkler, göçebelik geleneğimizle çevik bir şekilde eyleme geçeriz. Almanlar disiplinleriyle ünlüdür. İngilizler ise Hatice’ye değil, neticeye bakarlar. Bu ülkelerin tipik özelliklerinden hareketle bir başarı formülü üretirsek; Amerikalı gibi düşünün, Japon gibi planlayın, Türk gibi başlayın, Alman gibi sürdürün, İngiliz gibi bitirin.
7- Başarının bedeli iki taksitte ödenir.
Başarılı olmadan önce ödediğiniz bedeller, başarının ön ödemesidir. Başarılı olduktan sonra da başarının bedellerini ödemeye devam edersiniz. Buna kendinizi hazırlayın. Başarı yan gelip yatma yeri değildir! Büyük dağın başından duman eksik olmaz. Amerikalıların sıklıkla kullandıkları bir tabirle, “Büyük başarılar, sahte dostluklar ve gerçek düşmanlıklar kazandırır.” Başarınızın büyüklüğüyle orantılı gücünüzün de olması gerekir. Aksi durumda, başarı sizi bir menfaat merkezi haline getirip, belayı üzerinize çekmekten başka işe yaramaz. Güvenli başarı için, iki altın kural: Bir: Gergedanlarla birdirbir oynama! İki: Leoparın kuyruğunu ya hiç tutma, tuttuysan da sakın bırakma!
8- Başarısızlığınızı ilk gören, Başarınızı ilk unutan siz olun!
Başarı, insanın üzerine tutulan spotları artırır. Bu da sıklıkla insanları ‘daha iyi görmek’ yerine, ‘daha iyi görünmek’ çabasına iter. Başarılı kariyerler, böyle bir tutumla birleşince kafese dönüşür. Oysa başarı ışıkla değil, başarıyla beslenir. Başarılı olmak, evde balina beslemeye benzer, balinanın canlı kalması için her gün onlarca küçük balık yakalamak zorunda kalırsınız! Başarın getirdiği egoyu yönetmek için, başarınızı ilk unutan siz olun. Sonuç alın, sevinin, unutun. Tekrar üniformanızı giyip en başa dönün.
9- Umutlarınızı yüksek  sabit giderlerinizi düşük tutun!
Türkiye gibi, ekonomik ve siyasi zemini kaygan ülkelerde başarılı olmak isteyenlerin, daima aklında tutması gereken kural, umutların yüksek; sabit giderlerin ise düşük tutulması gerektiğidir. Umutları düşük, sabit giderleri yüksek tutmak ise krizde ilk batacaklar listesine aday olmaktır.
10- Suyun hareketini doğru okuyun
Başarı, öngörüye çok bağlıdır. İlk kişisel bilgisayarı üretmeye kalkan Steve Jobs da, ilk otomobil fabrikası kurmaya kalkan Henry Ford da, banka kredisi almaya kalktıklarında reddedilmişti. Eski bir bilge, bir gölü uzun uzun izlemiş. İlkbahar yağışlarıyla sularının yükseldiğini, yaz sıcağıyla suların buharlaşıp gölün bataklığa dönüştüğünü  görüp şöyle demiş, “Sular yükselince balıklar karıncaları yiyor, sular çekilince karıncalar balıkları!” Sert başarı savaşlarına, tarihi açısından bakarsanız, balık ya da karınca olmanızın son tahlilde önemi yok, kimin kimi yiyeceğini ‘suyun hareketi’ belirliyor. Kompetanı olduğunuz işte, konjonktür de uygunsa patlamalı ilerlemeler yaşanıyor. Not: Bunu yıllar önce bir makalemde yazdım. İnternette o kadar yayıldı ki, ano-nim sanılıyor. Lütfen kaynak göstermedi-ğim için eleştirmeye kalkmayın!


23 Kasım 2016 Çarşamba

İşinizi iyi yapmanız maaşınızın karşılığı değil karakterinizin yansımasıdır



               


    İşinizi iyi yapmanız maaşınızın karşılığı değil, karakterinizin yansımasıdır.

 Patronunuz, işinizi iyi yapmanızı görmesede işinizi iyi yapın.
 Başkaları görüp sizi "övmese" de işinizi iyi yapın.
 İşini iyi yapmanın en büyük ödülü, işini iyi yapanlardan olduğunu bilmektir.

İşinizi iyi yapmakla kalmayın, önce çevrenizde, sonra ilinizde, en sonunda tüm Türkiye’de "o işi en iyi yapan" olmayı aklınıza koyun. 

Başarılı olmak istiyorsan, yarının işini bugünden daha iyi yapmalısın.


14 Kasım 2016 Pazartesi

Girişimcilerin Okuması Gereken 32 Cümle




Girişimciler , girişimci olmanın da doğası gereği olsa gerek belirsizliklerle dolu ve meydan okumaya elverişli bir yapıya sahiptirler. Bu kariyer yolunu seçmek bana hep mantıksız gelmiştir (hatta girişimcileri çok sevdiğim halde. Zaten bu yazıyı o yüzden yazıyorum.) Çünkü bu kariyer yolunda başarı oldukça kasvetlidir. Yani demek istediğim şey bu yolun sıkıntılı olduğudur.

Bu yolu ,  roller coaster'a  benzetebiliriz (lunaparklardaki inişlı-çıkışlı ve aksiyon dolu trenler). Bu kadar muzzam iniş ve çıkışlarla dolu girişimcilerin yolunda aşağıda bazı sözler var ki girişimcileri gerçekten motive edebiliyor ve onları başarı için azmettirebiliyor.

İşte o muhteşem alıntılar : 


1. “Geleceği öngörmenin en iyi yanı onu oluşturmaktır.”

- Peter Drucker


2. “Kazananlar , asla pes etmezler ; pes edenler , asla kazanamazlar..”
- Vince Lombardi

3. “Zamanınız sınırlı. O halde başkasının hayatını yaşamaya çalışmayın. Başkalarının ne düşündüğü ile yaşamayın. Başkalarının düşüncelerinin iç sesinizi bastırmasına izin vermeyin. Hepsinden de önemlisi , sezgilerinizi ve kalbinizi takip edecek cesaretiniz olsun. Onlar bir şekilde doğru olarak ne olacağınızı iyi biliyor. Geriye kalan her şey ikinci plandadır.”
- Steve Jobs


4. “En büyük motivasyonum mu? Sürekli kendimle yarışmaya devam ettim. Kendimi , 
uzun bir eğitimi ve yeni bir şey öğrenmeden bir günüm dahi geçmeyecek olan bir üniversitedeymiş gibi düşünürüm.”
- Richard Branson

5. “Her defasında ne olmayı düşünürseniz , ilk siz duyarsınız. Bu , siz ve diğerlerine , düşündüğüz şeyin mümkün olduğuyla ilgili yolladığınız mesajdır. Kendinize sınır koymayın.”

- Oprah Winfrey

6. “Başarıyı kutlamak kötü değildir ama daha önemlisi hatalarınızdan ders çıkarmanızdır.”
- Bill Gates


7. “Bir itibar oluşturmak 20 yılınızı onu yıkmak ise sadece 5 dakikanızı alır. Eğer böyle düşünürseniz yaptığınız her şeyi farklı yaparsınız.”
- Warren Buffett


8. “İnsanların yaptığı büyük bir hata ise kendilerini sürekli ilgilerini aramaya zorlamasıdır. İlgileriniz siz seçmezsiniz , onlar sizi seçer.”
- Jeff Bezos

9. “Başarısız olmadım. Sadece işe yaramayan 10,000 tane yol buldum.”
- Thomas Edison


10. “Mantık sizi A'dan B'ye , hayal gücü ise her yere götürür.”
- Albert Einstein

11. “Nasılsa öyle ya da böyle düşüneceksiniz , büyük düşünün.”
- Donald Trump


12. “Başarı , şevkinizi yitirmeden başarısızlıktan başarızlığa koşmaktır.”
- Winston Churchill

13. ”Dahilik 1% ilham ve 99% terdir.”
- Thomas Edison


14. “Bundan 20 yıl sonra yapmadığınız şeylerden daha çok yaptığınız şeylerden pişman olacaksınız. O zaman güvenli limanlara yelken açın. Rüzgarı yelkenlerinizin arkasına alın. Keşfedin. Hayal edin. Keşfedin.”
- Mark Twain

15. “Başarmanın bedeli , sıkı çalışmaktır. Kazanalım ya da kaybedelim işimizdeki kararlılığımız , kendimizi göreve adamamız için en iyi yoldur.”
- Vince Lombardi


16. “Eğer harika şeyler yapamıyorsanız, harika olma yolunda küçük şeyler yapın.”
- Napoleon Hill

17. “Başarının anahtarını bilmiyorum ama başarısızlığın anahtarı , herkesi memnun etmeye çalışmaktır.”
- Bill Cosby


18. “Başarmak , neye sahip olduğun değildir , senin kim olduğundur.”
- Bo Bennet

19. “Girişimcilik , başkalarının yapmadığı şeyleri yaparak birkaç yıl yaşamaktır. Sonrasında ise zaten başkalarının yaşayamadığı şekilde hayatınızın geri kalanınızı yaşarsınız. ”
- Warren G. Tracy’nin öğrencisi


20. “Risk almadan başarmak , kazanılmayan bir zafere sevinmek gibidir.”
- Corneille

21. “Emellerinizi küçümseyen insanlardan uzak durun. Ruhu küçük insanlar , başkalarını da daraltmak , küçültmek isterler.”
- Mark Twain


22. “Başarının tek yolu vardır. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamak.”
- Christopher Morley

23. “Zihniniz her ne düşünür ve inanırsa onu yapabilirsiniz.”
- Napoleon Hill


24. “Başarı , mutluluğun anahtarı değildir. Mutluluk , başarıya ulaşmanın bir anahtarıdır. Eğer yaptığın işi seviyorsan , başarılı olacaksındır.”
- Albert Schweitzer

25. “Başlamadığın bir şeyi bitiremezsin."
- Johann Wolfgang von Goethe


26. “Hayal etmeyi bıraktığınızda yaşamayı da bırakmış olursunuz.”
- Malcolm Forbes

27. “Resmi eğitim sizi ancak yaşatmaya yeter; kendinizi eğitmek ise sizi zengin yapar.”
- Jim Rohn


28. “Yapabileceğiniz en değerli şey hatalardır. Mükemmel olmadan önce hiçbir şey öğrenmezsiniz.”
- Adam Osborne

29. “Lider , yolu bilen , o yolda yürüyen ve o yolu gösteren kişidir.”
- John C. Maxwell


30. “Liderliğin görevi daha fazla lider yetiştirmektir daha fazla takipçi değil.”
- Ralph Nader

31. “Sevdiğiniz işi seçin ve hayatınız boyunca bir kere bile çalışmayın.”
- Confucius


32. “En memnuniyetsiz müşterileriniz , öğrenmenizdeki en mükemmel kaynaklardır.”
- Bill Gates


Son Sözlerim : 


Şahsen , yukarıdaki sözlerin neredeyse tamamından etkilendim. Bazılarını okuduktan sonra ise olaylara bakış açım biraz da olsa değişti. Umarım , bu kelimelerdeki gücü siz de hissedersiniz ve hayallerinize ulaşmanıza bir adım daha yaklaşırsınız. 

Eğer sizin de motive edici ve hayata yön verici sözleriniz var ise alttaki yorum kısmından paylaşmaktan çekinmeyin.
kaynak:http://www.alpmusti.com/2015/02/girisimcilerin-her-gun-okumasi-gereken-32-alinti.html

2 Kasım 2016 Çarşamba

Gülümsemesini Bilmeyen Dükkan Açmasın

  Gülümsemesini Bilmeyen Dükkan Açmasın


Gülümsemesini Bilmeyen Dükkan Açmasın
Merhabalar,Bir Çin atasözü der ki: Gülmesini bilmeyen, dükkan açmasın.”

Herkes, komşu olan biri balcı ile, diğeri turşucu olan iki dükkan sahibinin hikayesini hatırlar.
Balcı da çeşit çeşit ballar var ama müşterisi yok. Turşucu ise basit bir turşu satar ama müşteriye zor yetişir.
Balcı bu işe şaşar ve bilge bir adama gider, durumunu anlatır. Adam gerçekten bilgedir ve der ki: Sen dükkanında bal satıyorsun ama yüzün sirke satıyor. Komşun ise  turşu satıyor ama bak yüzü bal satıyor.


25 Ekim 2016 Salı

Victor Hugo

Victor Hugo

Kimse senin dalgalarla nasıl boğuştuğuna bakmaz.
Gemiyi limana getirip getirmediğine bakar.

4 Ekim 2016 Salı

Steve Jobs tan inciler

Steve Jobs tan inciler
 Şunu öğrendim ki belli şeyleri yapmada inanılmaz derecede iyi insanlar var ve bunlardan birinin
yerine 50 vasat insan koysan aynı işi görmez...

Vehbi Koç'tan tavsiyeler

Vehbi Koç'tan tavsiyeler


                          İyi eleman seç,iyi para ver.Çünkü kötü eleman sana pahalıya mal olur.

4 Temmuz 2016 Pazartesi

Şansı elde etmek için..



Şansı elde etmek için ; Pozitif olun, Gönüllü olun, Geribildirim alın, Hep öğrenin, Erken başlayın Başarıyı paylaşın ve ÇOK ÇALIŞIN

Genç girişimcilere öneriler: Çok Çalışın, Risk Alın, Aşk İle Yapın!

Genç girişimcilere öneriler

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KOSGEB İstanbul Boğaziçi Müdürü Gürsel Kızılaslan'dan girişimci gençlere öneriler: Çok çalışın, risk alın, aşk ile yapın! 
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı KOSGEB İstanbul Boğaziçi Müdürü Gürsel Kızılaslan öncelikle girişimcilik bir yaşam tarzı, bu nedenle girişimci olmayı istemek gerekiyor, bir şeyi istediğinizde bütün bir kainat da o istediğinizin hayırlı bir şekilde olması için el ele veriyor. İstemek fiilini yerine getirdikten sonra girişimcilere tavsiyelerim şöyle diyerek önerileri sıraladı:
1- Hedef Belirleyin: Çünkü hedefi olmayan gemiye rüzgâr bile yardım etmiyor.
2- Farklı Olun: Yenilikçi sıra dışı yaklaşımlarda bulunun, çünkü herkesin gittiği yoldan gittiğinizde iziniz kaybolur, ancak yol olmayan yerde iz bırakırsınız.
3- Çok Çalışın: En güzel manzara en zor ve en yüksek tırmanıştan sonra görünür ve hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde tırmanmadı.
4- Vazgeçmeyin: Çünkü ‘vazgeçinceye’ kadar başarısız sayılmayacaksınız. Başarısızlık yere düşmek değil, ayağa kalkmayı reddetmektir. Kazananlar hata yapmayanlar dan değil asla vazgeçmeyenlerden çıkar.
5- Başarısız Olun: Başarısızlıktan korkmayın, hiç denememekten korkun. Başarı oranını yükseltmek için başarısızlık oranınızı da artırmalısınız.
6- Risk Alın: En büyük risk, hiçbir risk almamak. Çünkü yüzleşmediğimiz korkular sınırlarımız olur, yüzleşin sınırlarınızla.
7- Aşk İle Yapın: Hayatın 1 numaralı kuralı; ne yaparsan yap aşk ile yap ve seni mutlu eden şeyi yap.
8- Başlayın: Fırsatlar kapılarını sonuna kadar açtığında ardından gitmek için tereddüt etmeyin. Yola çıktığınızda yol da görünmeye başlar, evet uzun ve zorlu bir yol ama kesinlikle yolculuğa değer. Başlamak için en uygun zamanı beklerseniz hiç başlayamayabilirsiniz. Mevlana’nın dediği gibi “Güzel günler sana gelmez, sen ona gitmelisin”. Şimdi başla, şu an bulunduğun yerden elindeki imkânlarla başla!


23 Haziran 2016 Perşembe

90 Yaşındaki Kadından Hayat Tavsiyeleri

90 Yaşındaki  Kadından Hayat Tavsiyeleri

 Tüm dünya, ödüllü Gazeteci/Yazar Regina Brett'in öğütlerini konuşuyor.
Yazar Regina Brett aslında 90 değil, 54 yaşında… Kanserle yüzleştikten sonra 45'inci yaş gününden önceki gece hayata dair dersler kaleme alıyor. Fakat makalesini beğenen birinin makalenin başlığını ¨90 yaşında birinden hayat dersleri¨ şeklinde değiştirmesi ve yaşlı bir kadın fotoğrafını eklemesiyle birlikte makale ün kazananarak tüm dünyaya yayılıyor.
İşte o hayat dersleri...

90 YAŞINDAKİ BİR İNSANDAN HAYAT DERSLERİ:
1. Hayat adil değil ama yine de güzel!
2. Hayat o kadar kısa ki, birisinden nefret ederek vakit harcama.
3. Kimse ama kimse, hayatı çok ciddiye almamalı!
4. Her gün mutlaka dışarı çık, mucizeler her yerde!
5. Her tartışmayı kazanmak zorunda değilsin.
6. Hayatı çok fazla sorgulama, harekete geç ve gerekeni şimdi yap.
7. İlk maaşından itibaren, emeklilik için para biriktirmeye başla.
8. Konu çikolata olunca, direnmek gereksizdir.
9. Geçmişinle barış ki, geleceğini zehir etmesin.
10. Çocuklarının seni ağlarken görmesinde sorun yok.
11. Hayatını, başkalarının hayatı ile kıyaslama. Hangi koşullardan geçerek buraya geldiklerini bilemezsin.
12. Eğer ilişkinin bilinmemesini istiyorsan, o ilişki içinde olmamalısın.
13.. Mutlu bir çocukluk yaşamak için hiç bir zaman geç değil. Yeniden çocukluğunu yaşamak tamamen sana bağlı ve kimse de karışamaz!
14. Hayatta neye tutku duyuyorsan peşinden gitmeli ve bu yolda ‘hayır’ı bir cevap olarak kabul etmemelisin.
15. Güzel mumlarını yak, güzel çarşaflarını ser, çeyizindeki yemek takımını kullan. Özel günleri bekleme, bugün gayet de özel!
16. Mor giymek için daha da yaşlanmayı bekleme, eksantrik olmanın tam sırası!
17. Çok kötü olaylardan sonra şöyle düşün: “5 yıl sonra bu olayın bir önemi olacak mı?”
18. Herkesi ve her yapılanı bağışla.
19. Başkalarının senin hakkında ne düşündüğünden sana ne!
20. Ne demişler, zaman her şeyin ilacı! Zaman ver.
21. Durum ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun, değişecek.
22. Hasta olduğunda, İŞİN sana bakmayacak, arkadaşların bakacak, dostlarına zaman ayır.
23. Mucizelere inan.
24. Unutma, seni öldürmeyen şey, seni güçlü kılar.
25. En iyi şeyler henüz gerçekleşmeyenler, umudunu kaybetme.
26.Ne yapacağını bilemediğinde, birkaç derin nefes al, iyi gelecektir.
27.Güzel bir pakette ve kurdeleyle bağlı değil ama
HAYAT YİNE DE BİR HEDİYE.
 

3 Haziran 2016 Cuma

Beden dili

Beden dili


İletişimlerde beden dili %55,ses tonu %38 ve sözcükler %7'lik bir öneme sahiptir.

Yani ne söylediğiniz değil onu nasıl söylediğiniz önemli.

1 Haziran 2016 Çarşamba

İyi olun. iyi şeyler yapın.


 
Bir kuş canlıyken karıncaları yer. Öldüğü zaman karıncalar kuşu yer. Zamanla birlikte durum her an değişebilir. Hayatta kimsenin canını yakmayın ve aşağılamayın. Şuan güçlü olabilirsiniz. Fakat unutmayın. Zaman sizden daha güçlü! Bir ağaçtan bir milyon kibrit çöpü çıkar. Bir milyon ağacı yakmak için bir kibrit çöpü yeterlidir. İyi olun. İyi şeyler yapın...

12 Nisan 2016 Salı

Bir şirketin en değerli sermayesi ekibir

Başarı
Bir şirketin en değerli sermayesi ekibir

Sakıp Sabancı

Sakıp SABANCI
Sakıp Sabancı'dan altın öğütler:

Kendi çalışacağınız takımı kurun!
Çekirdek kadroyu kaçırmayın!
Başarıyı para ile mükâfatlandırın!
Adam yetiştirin ve takımınızı koruyun!
Masada oturan yönetici olmayın!
Hedefinizi belirleyin!
Zikzak yapmayın!
Güçlük ile başarısızlığı birbirinden ayırın!
Cepheyi daraltın, dar cepheden hücuma geçin!
Geçmişe bağlanmayın, ancak ders alın!
Ustanın yanında çırak olun, işi öğrenin!
Tek adam olma devrini kapatın!
Şov yapmayın!
Başarıya ulaşanları inceleyin!
Ayran gönüllü olmayın!
Takım arkadaşlarınıza saygı duyun!
Çağdaş imkânlardan yararlanın!
Bilgili olun, bilgi değişimini izleyin!
En iyilerle çalışın!
Ucuz adam olmayın!
Ailenizle işinizi ayırmayı aslâ ihmal etmeyin!
Kendi başınıza filizlenin!
Yaşınızı işinize bulaştırmayın!
Risk almaktan korkmayın!
İşinize politika karıştırmayın!
Devletle ticaret yapmayın!
Başarıyı paylaşmayı bilin!
Verginizi ödeyin!
Topluma karşı saygılı olun!
Adınızı temiz tutun!
Daima güvenilir olun!
Dünyada yalnız siz yoksunuz, başkaları da var!
Yağcı olmayın, yağcılardan uzak durun!
Hırçın olmayın!
Başarıyı üstün güç olarak kullanmayın!
Dinlenmeyi bilin!
Küçük çevrenin içine kendinizi mahkûm etmeyin!
Rakiplerinizle dost olun!
Farklı fikirleri ve kişileri dinleyin!
Başarınızı, paranızı ve şöhretinizi taşımayı bilin!
Başkalarını dinlemeyi bilin!
Ayağınızı yorganınıza göre uzatın!
Birçok işi aynı anda yapmayın!
Özgün olun!
Geçmişle vedalaşın!
Yaşayarak ölün, yaşamadan ölmeyin!
Bir numara olun!
Değişen şartlara uyun!
Arkanızda eser bırakmak için mücadele edin!

cahillik mutluluktur

cahillik mutluluktur

11 Mart 2016 Cuma

Müşteriler sizi neden terk ediyor?


       

  Mal satmak için sizce sadece fiyat mı önemlidir?
Yoksa fiyat kaçıncı sırada gelir gelin hep birlikte aşağıdaki tabloya bakalım.

 Müşteriler sizi  neden terk   ediyor? 
GerekçeOran (%)
1.Çalışan Davranışı42,6%
2.Müşteriye kendini değersiz   hissettirmek29,7%
3.Dürüst olmayan davranışlar27,0%
4.Geri dönüşte etik olmama26,4%
5.Kötü ürün sunumu18,4%
6.Sorumluya ulaşamama17,8%
7.Tutarsızlık8,6%
8.Fiyat8,1%
9.Ulaşamama7,6%
10.Müşteriyi anlama orunu6,5%

Kaynak:Ivey Business Journal’in 1000 müşteriyle yüz yüze yaptığı araştırmanın sonuçları. Müşterilere “neden şirketi terk ettiniz” sorusuna alınan yanıtların değerlendirmesinden oluşmuştur.

‘’MUTSUZLUĞUN ÖNLEMİNİN 5 YOLU VAR’’
 MÜŞTERİ NE ZAMAN MUTSUZ OLUR?
Mutsuz müşteri, tam sınırda yer alıp ürün ya da hizmetinizden çekilmekte olan müşteridir. Bu mutsuzluk, verdiğiniz hizmetteki ya da ürün kalitesindeki bir eksikten kaynaklanabilir. Tam ‘’çekilmenin sınırında’’ olduğunu, tekrar not etmek istiyorum. Bu yüzden şirketler, Müşteri tekrar kazanma stratejileri geliştirip, onları mutsuz hale getiren sorunlarla mücadele etmelidir. Bu da beş parçadan oluşan bir süreçtir: ‘’Hatanın sorumluluğunu üstlenin’’, ‘’Hata ya da sorunlarla ilgili özür dileyin’’, ‘’Kabul edilebilir biz çözüme ulaşmak için müşteriyle ortaklık yapın ulaşmadığını takip edin.’’
Burada önemli olan unsur; Kimi müşteriler bir hayli karlıdır, kimi müşteriler ise daha az karlıdır. Bain & Co.’ya göre müşterilerin yüzde 15’i karlı değildir. Sizin için karlı olmayan bir müşteriyi memnun etmek için para harcamayın. İnsan neden kar bırakmayan bir müşteriyi muhafaza etmek istesin ki?
 MUTSUZUN ŞİRKETE ETKİSİ
Mükemmel bir soru, genelde de ihmal edilen nokta işte tam burasıdır. Mutsuz çalışanlar arasında, hemen hemen ‘’bire bir’’ diyebileceğimiz bir ilişki vardır. Bu içgüdüsel olarak gelişen bir durumdur. Mutsuz müşteriler, şirketi arayacak ve çalışanlar için hayatı daha zor kılacaktır. Kimse şikâyet dinlemekten hoşlanmaz, o yüzden çalışanlar da mutsuz hale gelir ve belki de işi bırakır. Bu durumu giderek bir kısır döngü haline gelir; zira mutsuz çalışanlar müşteriye çok da iyi davranılmamasına yol açar, bu durum da tekrar mutsuz müşterilere yol açar, bu durum da tekrar mutsuz çalışanlara ve bu böyle sürer gider. Çalışanlarınızı korumakla ilgileniyorsanız, önce müşterilerinizi korumakla ilgilenmelisiniz.
BU KONUDA BAŞARILILAR VAR MI?
Starbucks, kahvesini içmek için uzun süre bekleyen bazı müşterilerinin memnuniyetsiz olduğu bilgisine sahipti. Bu bekleme süresini azaltacak kadroları işe alıp çalıştırmanın, dünya çapında 40 milyon dolarlık bir maliyete yol açacağını tahmin ediyordu. Mutsuz müşterilerin, ömürleri boyunca bir müşteri olarak yaklaşık 200 dolar harcadıklarını saptadı. Bu rakam, mutlu müşteriler için 8 bin dolara kadar ulaşıyordu. Starbuck bu rakamları göz önünde bulundurarak, 40 milyon dolarlık yatırımı gerçekleştirdi.
 MEMNUN OLMAYANIN İNTİAMI.
Aslında herkesin başından benzer bir deneyim geçmiştir. Bir mağaza alışverişi, bir tatil deneyimi, kalitesiz çıkan bir ürün ya da vaat edilenden aşağı düzeyde bir hizmet. Bu tip deneyimler sonrasında ortaya çıkan tüketici davranışı, genellikle ürün hakkında olumsuz konuşmak, sohbetlerde ya da konu açıldığında, bir anlamda kötü propaganda yapmak şeklinde olur. İnternetin de ortaya çıkmasıyla ‘’kötü propaganda’’nın yayılma hızının artması, bu tehlikeyi daha da önemli hale getiriyor. Yönetim ustası Philip Kotler, bu tip müşterileri, ‘’Kayıp olmak üzereler’’ diye nitelendiriliyor. Ona göre, önlem alınmadığı takdirde ortadan kaybolacaklar. Kotler şunları söylüyor: ‘’ Memnun olmayan müşterilerin kayıp oranının normalde % 100 olması gerekir. Bunun aksini düşünemezsiniz. Sadece elektrik, doğal gaz gibi tekel olan sektörler dışında hemen başka rakiplere giderler. Çok ender olarak ısrar ettikleri ya da size bir şans daha verdikleri görülebilir. Bunun dışında sizden satın almaya devam ediyorsa, onlarda bir ‘mazoşistlik’ vardır.’’
Araştırmalar, kendine kötü muamele edilmekten hoşlanan, memnun olmadığı halde şirketle ilişkisine devam eden müşteri düzeyinin çok düşük seyrettiğini ortaya koyuyor.
 MÜŞTERİ EDİNMEK PAHALI, ELİNDEKİNİ TUT.
Bütün dünyada ‘’hiper’’ rekabet dönemi yaşanıyor, yeni oyuncuların katılımıyla rekabet de artıyor. Böyle bir ortamda medya da daha etkin hale geliyor. Şirketler, öne geçmek ve daha çok müşteri edinmek için giderek artan oranda medyayı, reklâmları kullanıyorlar. ‘’Profit Brand’’ (Karlı Marka) adlı kitabın yazarı Nick Wreden, ‘’Bu rekabet ortamında çok tehlikeli bir gelişme var. Şirketler, ellerindeki müşteriyi tutma ve onlardan daha fazla yararlanma yoluna gitmiyorlar. Onun yerine sürekli yeni müşteri edinme konusunda odaklanıyorlar. Oysa yeni müşteri edinme giderek zorlaşıyor ve pahalı hale geliyor’’ diye konuşuyor. Örneğin, Sales&Marketing dergisinin yaptığı araştırmalarda bu yönde mesajlar içeriyor. Araştırmaya göre, 2001 yılında, bir satıl görüşmesinin değeri 113,25 dolar idi. Bu rakam, 2003 yılında 336 dolara ulaştı. Rakamlar da satışın, müşteri edinmenin ne kadar pahalı hale geldiği ortaya koyuyor.
Araştırmalar da yeni müşteri edinmenin, mevcut ve sadık olanı tutmaktan kat kat maliyetli olduğunu ortaya koyuyor.
 Müşteri “sadakati”   için neler gerekiyor?
1.Çalışan Davranışı44,2%
2.Vaatlere uymak39,2%
3.Geri dönme politikası35,5%
4.Açık ürün bilgisi35,2%
5.Müşteriye değer verme31,0%
6.Seçenek sunma30,5%
7.Çalışana ulaşma27,8%
8.Sorunlara çözüm bulma26,7%
9.Tutarlılık25,4%
10.Düşük fiyat24,6%
(Kaynak: Ivey Business Journal-Müşteriler arasında yapılan araştırmanın sonucu)
Bu konuda yapılan araştırmalardan şu mesajlar çıkıyor:
* Birleşik Devletler Müşteri İlişkileri Çalışmaları Ofisi’nin tahminlerine göre, müşteri edinmek, mevcudu elde tutmaktan 5 kat daha maliyetli.
* Gartner’ın araştırmasının araştırması ise finansal hizmetler sektörünü kapsıyor. Buna göre, bir finansal hizmetler şirketi, yeni müşteri edinmek için 280 dolar harcarken, mevcut müşterileri için sadece 57 dolar harcıyor.
* Üstelik elde tutulan, bağlılık yaratabilen müşteriler daha karlı, Nick Wreden’in araştırmasına göre, perakende sektöründe sadık müşteri ortalama 3 kat daha fazla harcama yapıyor. Bu, bazı müşteri ve sektörde 20 katına kadar çıkabiliyor.
* Harvard Business Review’a göre, yeni müşteri edinmek, mevcut tutmaktan  5-10 kat daha pahalı. Bain’in araştırması ise bunun 10 kat daha masraflı olduğunu ortaya koyuyor.
* Michigan Üniversitesi’nin yaptığı araştırma, yeni bir müşteri edinmek için harcanan her 1 dolar, şirkete 60 dolarlık gelir olarak geri dönebiliyor.
* Dünyaca ünlü danışmanlık şirketi Bain’in yaptığı araştırmaya göre, elde tutulan müşteri oranındaki yüzde 5’lik artış, şirketin karını % 25 oranında artırabiliyor.
* Müşteriyi elde tutmanın satış artırması konusunda da gücü var. Oysa şirketler, satışları ne zaman dibe vursa, önlem olarak yeni müşteri çekme stratejisine yönelirler. Bu tip durumlarda şirketlerin yeni müşteri elde etme konusunda sadece %5 şansları vardır.
MUTSUZLAR,  Kötü Reklam Makinesimi ?
Araştırmalar bu soruya ‘’Evet, hem de aktif kötü reklam makinesi’’ yanıtını veriyor. Çünkü aldığı hizmet ya da üründen hoşnut olmaya, şirketten kötü muamele gören müşteriler, bunu çok uzun süre unutmayabiliyorlar. Üstelik sürekli de bu konu üzerinde konuşup, olumsuz propaganda yapabiliyorlar. Yönetim danışmanı Don Peppers, ‘’İnternetle birlikte mutsuz müşterinin etkisi daha da arttı. Çünkü mail, tüketici siteleri ve blog’lar sayesinde mutsuz müşterinin deneyimi bir anda dünya çapında da yayılabiliyor’’ diye konuşuyor.
Türk iş dünyasında çok eski bir deyim vardır;
‘’Memnuniyetinizi dostlarınıza, şikâyetlerinizi de bize bildirin.’’ Ancak, günümüzün tüketicisi, bunun tam böyle yapmıyor. Şikâyeti hem şirkete hem de dostlarına söylüyor. Bu nedenle de etkisi daha dramatik oluyor.
‘’Mutsuz müşteri’’ ya da ‘’Tatmin olmayan’’ müşterinin etkisi üzerine çeşitli araştırmalar var. Bunlardan farklı sonuçlar çıkıyor. Ancak, ana hatlarıyla şu başlıklar ortaya çıkıyor:
Nick Wreden’in araştırmasına göre, ‘’elde tutulamayan, mutsuz müşteri’’, şirket için en önemli tehditlerden biri. Çünkü ‘’ mutlu müşteri’’, bu memnuniyetini ortalama 4-5 kişiye anlatıyor. Oysa ‘’memnun olmayanlar’’ ortalama 8 ila 13 kişiyle bu konuyu paylaşıyor.
Yine Nick Wreden’e göre, bu rakam, memnuniyetsizliğin internet ortamında paylaşılması halinde daha da yüksek düzeylere çıkıyor. İnternet ortamında, kötü haber, iyi haberden 2 kat daha fazla hızla yayılıyor.
University of Western Ontario’nun araştırmasına göre ise tipik bir ‘’tatmin olmayan müşteri’’, bu deneyimini ortalama 8–10 kişiye anlatıyor.
Pepperdine &Brown adlı danışmanlık şirketinin araştırması ise bu rakamın 8–10 kişi arasında değiştiğini ortaya koyuyor. Buna göre, ‘’mutsuz müşteriyi’’ mutlu etmek için 12 defa çok iyi hizmet vermek gerekiyor.
ÇOK ÖZEL STRATEJİLER
‘’Mutsuz müşteri’’ sorunu, doğal olarak en çok son tüketiciye yönelik sektörlerde hissediliyor. Listenin başında ise GSM, bankacılık, sigorta, elektronik, dayanıklı tüketim, perakende şirketleri yer alıyor.
Tüketici odaklı kurumlardan biri olan Yapı Kredi’nin genel müdür yardımcısı Nazan Somer, kendi sektörleri için bu tehdidin her zaman olduğuna dikkat çekiyor. ‘’Mutsuz müşterilerin memnuniyetsizliklerini daha fazla kişiyle paylaşıyor olduğu, genel pazarlama kuramlarının bir parçası haline gelmiş durumda’’ diyen Somer, şunlara dikkat çekiyor: ‘’Örneğin, kullandığımız ‘müşteri memnuniyetini araştırma’ metodolojisi kapsamında hesaplanan ‘Pazar direnci’ oranı da bu yaklaşımı temel alıyor. Ayrıca, günümüzde müşterilerin medya ve internet aracılığıyla daha geniş kitlelere kısa sürede ulaşabilmesi ve tüketicilerin kişisel hakları konusunda daha fazla bilinçlenmeleri, şikâyet ve sorunlarını daha yaygın kitlelere anında duyurmalarına olanak sağlıyor. Buna paralel olarak da kurumların bu konudaki şikâyetleri hem önleyen hem de çözen ekipleri gelişiyor.’’ Nazan Somer. Bu konuda bir başka gelişmeye de dikkat çekiyor. Ona göre, Türk tüketicisi, daha çok ‘’şikâyetleri’’ öne çıkarmaktan yana. ‘’Memnuniyeti’’ konuşanların oranı fazla değil. Somer, ‘’Bankamızda genelde teşekkür mektupları, aldığımız başvuruların %5-6’sını geçmiyor. Bu önemli bir gösterge’’ diye konuşuyor.
YENİ DÖNEMİN GERÇEĞİ
Bir bankanın yöneticisi, ‘’Bu konuda bizim sektör çok çekişiyor. En ufak bir sorunda müşteri öfkeleniyor ve bu memnuniyetsizliğini yaymaya başlıyor. İnternetle birlikte bu tam bir tehdit haline geldi’’ diye konuşuyor.
Turkcell’den İlkan Bülbül aynı görüşte. ‘’Müşteriler genelde yaşadıkları çok olumlu veya olumsuz tecrübeleri yayma yönünde bir eğilim içerisindeler’’ diyen Bülbül, şunları ilave ediyor: ‘’Gerçekte beklentilerinin çok üzerinde bir tecrübeyi, beklentilerinin altında bir tecrübeye göre daha az yaşadıklarından, mutsuz müşteri daha çok haber yayma eğilimindedir. Bu bence her sektör için geçerlidir.’’
Bülbül’ün belirttiği gibi etki çok çeşitli sektörlerde gözleniyor. Bunlardan biri de giyim perakendeliği Collezione markasının sahibi Akyiğit Tekstil’in Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Akyiğit, ‘’İnsanlar eleştirmeyi çok sever, hatta bayılır’’ diye konuşuyor. Ona göre, müşteriye bu şansın verilmesi halinde, sonuna kadar değerlendirir, haber değeri varsa da bunu ilgili yerlere ulaştırır. Akyiğit, şu değerlendirmeyi yapıyor: ‘’Hatta çoğu zaman markaya asla bir şans daha vermez ve konuda etrafındakileri ileri derecede etkiler. Böylece halka büyüyerek devam eder. Etkisi bittiğinde maliyeti çok yüksek olur, keşke dememek ve mutlu eden marka olmak için az maliyetle yapılacak çalışmalarla saygın bir marka olmak gerekiyor. Mutsuz müşteri; kaybedilen değerdir.’’
‘’KALİTESİZ HİZMETİN AĞIR BEDELİ’’
Giyim perakendeliğinin önde gelen markalarından Mudo’nun sahibi Mustafa Taviloğlu’na göre, ‘’mutsuz müşteriler’’, kalitesiz hizmet vermenin bedeli. ‘’Kalitesiz hizmet demek, müşteriyi kaçırmak anlamına gelir’’ diyen Taviloğlu, şu değerlendirmeyi yapıyor: ‘’Farkında olmadan mutsuz ettiğiniz her müşteri de gelip derdini size anlatmaz. İşte burada büyük bir problem vardır. Çünkü mutsuz olan müşteri size küser ve mutsuzluğunu çevresindeki yakınlarına anlatıp sizden dert yanmaya başlar. Bu da zincirleme bir mutsuzluğu ve firmanız hakkında olumsuz görüşleri doğurur. Yapılan araştırma ve istatistikler de bunu doğruluyor.’’
Taviloğlu’na göre, müşteriler, genelde kendilerini mutlu eden şeyleri çevresiyle paylaşmakta ne kadar ‘’cimri’’ ise, mutsuzlukları anlatmakta da o kadar bonkör davranıyor. Taviloğlu, ‘’ O nedenle mutsuz müşterinin oluşturduğu tehdide katılıyorum’’ diyor.
 ‘’KARSIZ MÜŞTERİ GİDİYORSA, ENGEL OLMAYIN ’’
HER MÜŞTERİ EŞİT DEĞİL Ceo ve yöneticilerin anlamaları gereken ilk mesele, tüm müşterilerin eşit olarak yaratılmadıklarıdır. Kimi müşteriler diğerlerinden daha karlıdır. Gerçekte, hemen hemen her örnekte, müşterilerin yüzde 20’si, karın yüzde 80’ini üretmektedir. Müşterilerin yüzde 15’i karlı değildir.
 MUTSUZLUĞUN NEDENİ ÖNEMLİ Eğer çok arklı müşteriler mutsuz ise büyük bir sorun var demektir. Ancak, eğer kar bırakmayan müşterileriniz mutsuz ise, onları rakiplerinize gönderebilirsiniz. Çok daha kapsamlı bir çözüm için, müşterileri mutsuz eden nedenleri saptamak gerekir.
 ÜÇ KRİTİK SORU Bunun için üç sorudan oluşan bir anket yardımcı olabilir:
  1. Bizi      nelerden sorumlu tutmaktasınız? (Hizmet, kalite, satış sonrası destek,      Ar-Ge vb.
  2. Bu      sorumlulukların standartları nelerdir? (Müşteriler örneğin ‘zamanında      teslim’ diyorlarsa, burada ‘zamanında’ ile neyi kastediyorlar; 1 saat mi,      1 gün mü, 2 hafta mı?)
  3. 1  ile 10 arasında bakıldığında, bu standartların sorumluluğunu hangi düzeyde      tutturabilmekteyiz?
Bu üç soru, CEO’lara performanslarıyla ilgili ölçülebilir bir karıştırma (‘benchmark’) imkânı sunuyor ve ölçülebilir derecelerin gelecekte yapılacak anketlerle de izlenmesi mümkün.
 ŞİRKETLERİN ÖZEL ÇÖZÜMLERİ
(Kaynak Capital dergisi)
Turkcell’den İlkan Bülbül, ‘’ Biz müşterilerimiz şaşırtarak, onları mutlu kılmayı ve etrafındaki insanlarla bunları paylaşmalarını istiyoruz’’ diye konuşuyor. Bu kapsamda Turkcell’in yaptıklarını şöyle özetliyor:
‘’Örneğin, doğum günlerinde kendilerine SMS hediye ediyoruz. Bir diğer taraftan memnuniyetsiz müşteri şikâyetlerini en hızlı sürede çözüme kavuşturmayı amaçlıyoruz. Bize call center ya da internet sitesi aracılığıyla ulaşan müşterilerimizin şikâyetlerini giderme konusunda gelişmiş süreçlerimiz var. Bütün bunları izliyor ve istatistiklerini tutuyoruz. Ayrıca, başka sitelerde mutsuzluğunu dile getiren müşterileri de mutlaka buluyor, sorunlarını çözüyoruz.’’
Collezione Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Akyiğit ise ‘’Pazar araştırması departmanımız bu konuda sürekli araştırmalar yapıyor’’ diye konuşuyor. Akyiğit, bu kapsamda ‘’ gizli müşteri’’ çalışması ile diğer zincir mağazaları kapsayan ‘’benchmark’’ araştırmaları yürüttüklerini söylüyor ve devam ediyor: ‘’Mutlu müşteri için tüm çalışmalar sayısal raporlar ile takip edilmeli. Çok sıklıkla analiz yapılamalı ve varsa eksiklikler en kısa sürede tamamlanmalıdır.’’
Mudo’nun sahibi Mustafa Taviloğlu ise ‘’ mutsuz müşteri’’ oluşmasını önlemek, sayısını azaltmak için özel strateji uyguladıklarını söylüyorlar. Taviloğlu’nun yaklaşımı şöyle:
‘’ Artık müşteriler şikâyetlerini ilgili firmadan önce tüketici derneklerine, internet sitelerine yâda sanayi odalarına yapıyorlar. Biz müşterilerimizin şikâyetlerini öncelikle bize bildirmelerini amaçlıyoruz. Bunun için de birçok kanalı açık tutuyoruz. Öncelikle çalışanlarımızla onların sorunlarının anlamaya çalışıyoruz. Ayrıca, internet sitemiz de müşterilerimizin yoğun ilgisini çekiyor. Hangi kanal olursa olsun, bize ulaşan müşteri şikâyetlerini en geç 2 gün içerisinde çözüme ulaştırıyor ve bilgilerini kayıt altına alıyoruz. Ay sonunda hazırlanan müşteri memnuniyeti raporlarımız ile internet sitelerinin yaptığı ‘müşteri dostu şirketler’ sıralamaları da bizim yaptıklarımızın doğru olduğunu ortaya koyuyor.
kaynak:http://aslantozcan.com/