Eyüp Tulunay (Nimeçatı Çorlu Şube Müdürü): Şirketimiz, en üst yöneticimizden en alt personelimize kadar eğitime önem veren bir firmadır. Bizler ilk önce kendimizi eğitiyor, geliştiriyoruz, daha sonra müşterilerimize hizmet sunuyoruz. Sormuş olduğunuz soru ve kriterlerle ilgili müşterilerimize en iyi hizmeti ürettiğimiz için bugün sektörde söz sahibi firmalar arasındayız. Bize çatı ve yalıtımla ilgili bir soru geldiği zaman öncelikle işin niteliklerini sorguluyoruz, müşterilerimizin taleplerini dinliyoruz, teknik detayları oluşturuyoruz. Kendimizin yetmediği durumlarda iş ortaklarımız dediğimiz, temsilciliğini yaptığımız firmaların teknik departmanlarından ilgili arkadaşları da devreye sokup bire bir destek alıyoruz. Beraber giderek çözümü birlikte oluşturmaya ve müşteriye en doğru bilgiyi vermeye çalışıyoruz. Kısaca; doğru ve efektif çözümün, eğitimli ve güncel bilgiye sahip personel tarafından yapılan fizibilite ile verilebileceğine inanıyoruz.
Çatı ve yalıtıma dair her malzemeyi sunan Nimeçatı’nın Çorlu Şubesi’nde, ülkemizin ve dünyanın değişimi, gelişimi doğrultusunda iş süreçlerini daha da iyileştirmek için gerçekleştirdiğiniz güncel çalışmalardan bahseder misiniz?
Eyüp Tulunay: Nimeçatı Çorlu şube olarak ülkemizin ve dünyanın değişimini olabildiğince yakından takip ediyoruz. En alt birimden, en üst düzey şube yöneticilerimizden bana kadar iş yerinde personelimizin konforunu, iş güvenliklerini en iyi şekilde sağlamaya çalışıyoruz. Bununla alakalı olarak gelen müşterilerimizin araç park alanlarını, içeride oturdukları alanları, yükleme sahalarımızı ayrı ayrı belirledik. Müşterinin öncelikli olarak konforunu sağlıyoruz, sorununu dinliyoruz, çözümünü üretiyoruz. Malzeme alan müşterilerimizin yüklemesini depo kısmından yapıyoruz. Örnek vermem gerekirse, eskiden elle boşaltma yükleme yapıyorduk şimdi forklift aldık, vinç kurulumumuzu yaptık. yükleme ve boşaltmayı daha güvenli ve hızlı yapıyoruz. Eskiden panel kesimi yapmıyorduk belli boylarda satardık, şimdi burada panelleri müşterimize istenen ölçüde kesip verebiliyoruz. Eskiden arkadaşlarımızın dinlenme bölümleri ayrı değildi şimdi arkada ofisimizin yanında küçük bir ofis ayırdık personellerimiz orada yemeklerini yiyor, orada dinleniyor, orada çaylarını içiyorlar. Önceden ürünlerimiz yerde duruyordu, şimdi kendi gurubuna göre raf sistemimizi kurduk, ürünler olması gereken yerde duruyor. Dünyanın ve Türkiye’nin yarın ne getireceği belli değil ama ne getirirse getirsin, insan faktörüne yararlı olduğu sürece, imkanlarımız ölçüsünde biz de onlardan faydalanacağız.
Çorlu şubesinden hem kendi lokasyonunuza hem de Trakya Bölgesi’ne hitap ediyorsunuz. İstanbul’daki pek çok sanayi kuruluşunun üretim yeri Trakya’da. Sanayi ve fabrika yapılarında, konutlardan farklılaşan çatı olgusunu, doğru çatı uygulamalarında kullanılması gereken ürün ve sistemleri değerlendirecek olsanız neler söylersiniz? Endüstriyel yapıların çatılarındaki teknik uygulamalar, malzemelerin kullanımı ve bilinç noktasında şu an ne durumdayız? Eksik kaldığımız noktalar neler?
Gökhan Köseler (Nimeçatı Çorlu Şubesi Bölge Satış Temsilcisi): Dediğiniz gibi birçok fabrika artık Trakya Bölgesi’ne gelmeye başladı. Çorlu DOSB, Çerkezköy OSB, Edirne Süloğlu OSB, Kırklareli Organize Sanayilerini örnek verebiliriz. Konutlardan farklı olarak endüstriyel çatılarda daha çok sandviç panel talepleri alıyoruz. Açık teras çatılarda ise, gezilebilen veya gizlemeyen çatılara göre farklılaşan ürünlerimizle ilgili, bizden bilgi ve fiyat istiyorlar.
Biz, her büyüklükteki sanayi yapısı için doğru detayda doğru çatı ve yalıtım ürünlerini satıyoruz. Özellikle endüstriyel yapıların çatılarında, uygulama alanının büyüklüğü, malzemenin performansı üzerinde büyük bir etkiye sahip. Her metre kareye göre kullanılacak izolasyon malzemesi farklılık gösterebiliyor. Endüstriyel yapıların çatı ve her türlü ısı, su ve ses yalıtım malzemeleri konusunda iddialı olduğumuzu söyleyebilirim. Uygulama konusunda gelen talepleri, bizimle çalışan teknik uygulama firmalarına yönlendiriyoruz. Gerektiği durumlarda kardeş kuruluşumuz Ondutek firmasından da destek alıyoruz.
Endüstriyel yapılarda su izolasyonunda oldukça iyiyiz. Sadece çatıda değil, yerin altında da su ile karşılaşıyoruz. Toz gruplarında, yapı kimyasallarında doğru ürünlerin seçimi için rehberlik yaptığımız gibi, uygulamayı da doğru ustalarla yapıyoruz. Gerektiği zamanlarda kardeş kuruluşumuz Ondutek’ten de destek alıyoruz. %99 su yalıtımına izin vermiyoruz. Bizim için su yalıtımında performans %100 olmalı.
Sektörde gördüğümüz en önemli sorun, fiyat odaklı bir yaklaşımın hakim olması. Bizler üründen önce hizmet ve bilgi satıyoruz. Türkiye’nin sektörde en iyi ilk üç firmasının bayiliğini yapıyoruz. Ürünlerimiz belli, markalarımız bellidir. Dolayısıyla fiyat odaklı değil, doğru detayda doğru ürünü sağlama odaklı çalışıyoruz. Ancak bizler doğru ürünün doğru yerde kullanılması gerektiğini söylerken, ucuz fiyatlı ve düşük performanslı ürünlerin tercih edilmesi, ilerleyen zamanlarda çarpı iki maliyetlerle karşı karşıya kalınmasına sebep oluyor. Bize bir talep geldiğinde öncelikle satış ekibi olarak projeye kendimiz gidiyoruz. Bayisi olduğumuz firmanın teknik departmanlarından da destek alıyoruz.
Uygulamada yapılacak yanlış detayları bilgi birikimimizle işe başlamadan çözebiliyoruz. Bu işte gerçekten tecrübeliyiz ve bugüne kadar yaptığımız hiçbir işte problem yaşamadık.
Sahada su yalıtımı ile ilgili durum değerlendirmesi yapar mısınız?
Gökhan Köseler: Ülkemizde su yalıtımı ile ilgili bilinç artarak devam ediyor. Bu konuda çok yol kat ettiğimizi düşünüyorum. Özellikle sürme esaslı yalıtım malzemelerinde talep sürekli artıyor diyebilirim. Su, bir yapıyı temelden çatıya kadar etkiliyor. Suya karşı önlem en baştan alınmazsa, yaşanacak sorunlar çok büyük…
Eyüp Tulunay: Ben 20 yıldır burada hizmet üretiyorum, gördüğüm odur ki, biz genelde hep cebimizden ilk çıkış maliyetini düşünüyoruz. Yıldaki işletme maliyetlerimizi hiç hesaba katmıyoruz. Bugün, doğru ürün ve proje 5 lira tutacakken biz, o projeyi 3 liraya yaptırıyoruz ama, 5 yıl içerisinde yaptırdığımız tamirlerle aslında 13 liraya mal ediyoruz. Biz bunu Trakya bölgesinde belki yüzlerce kez yaşadık. Önerdiğimiz ürünleri yaptırmayanlar daha sonra tamiratlarını yaptırdı, işi söylediğimizin dışında yaptıranlar, genelde 2-3 kere tamirat yaptırdı. Trakya’daki işveren kesimin cebinden çıkacak paraya önem verirken aslında ekmeğini kazandığı yerdeki işletme maliyetini düşünmemesine hiçbir zaman bir anlam veremedim. Herhalde bu şekilde geldi, bu şekilde de gidecek.
Peki, Trakya’daki rekabeti nasıl değerlendirirsiniz?
Gökhan Köseler: Biz kendimizle rakibiz. Hep daha iyisi olmak için çalışıyoruz. Çizgimizden hiçbir zaman ödün vermiyoruz. Fiyat odaklı değil, kalite odaklı çalışıyoruz. Kalitenin asla tesadüf olmadığını biliyoruz. Her şey fiyat odaklı yaklaşımla yürümüyor.
21 yıldır tüm Trakya’da, alt bayilerimize en iyi hizmeti veriyoruz. Her hafta veya bölgesine göre en geç on beş günde bir, alt bayilerimizi ziyaret ediyoruz. Onların sorunlarını dinliyoruz ve onlara çözüm üretiyoruz. En uygun fiyatlarla malzeme satışı yapıyoruz. Alt bayilerimizle kurduğumuz yakın ilişkiler sayesinde, satışlarımız imkanlar ölçüsünde süreklilik arz ediyor.
Yapının en önemli unsurlarından biri olan çatının ve çatı malzemelerinde kalitenin, konfor, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik açısından önemini nasıl değerlendirirsiniz?
Eyüp Tulunay: Nimeçatı ailesi olarak sattığımız ürünlerde öncelikli olarak sektörünün en iyi temsilcileri ile çalışıyoruz. Çatı kaplamaları, su ve ısı yalıtımı olsun, yapı kimyasalı olsun, tesisat yalıtımı olsun ne tür malzeme aranıyorsa biz, sektörünün ilk 3 en iyi firmasından birinin temsilciliğini üstlenmiş bir firmayız. O yüzden öncelikli olarak satış değil, kalite ve hizmete önem veriyoruz. Sorunuza gelecek olursam çatıda çatı malzemelerinin kalitesi, su götürmez bir gerçeklik ve olması gereken bir şeydir. Malzemede kalite çok önemli. İngilizlerin sevdiğim bir sözü var. “Ben ucuz malzeme kullanacak kadar zengin değilim” denir. Kalite; konforu, enerji verimliliğini ve sürdürülebilirliği arkasından getiriyor. Öncelikli olarak kaliteye önem vermeliyiz. Yaptığımız işlerde ürün portföyümüzü belirlerken zaten sormuş olduğunuz bu kriterleri baz alarak çözüm üretiyoruz. Bizim için bir işin yapılması değil kalitesi konforu sürdürülebilirliği ve enerji verimliliği önemlidir. Bu, aynı zamanda müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilirliği olarak da geri dönüş sağlamaktadır. Kentsel dönüşüm ve renovasyon, yapılaşmanın yoğun olduğu ülkemizdeki önemli gündem maddelerinden biri.
Hizmet verdiğiniz lokasyonlarda kentsel dönüşüm ve renovasyon çalışmaları ne durumda? Nimeçatı Çorlu şubesi olarak, kendi lokasyonunuzda ve Trakya’da kentsel dönüşüm ve renovasyon çalışmaları için ürün tedariği ve teknik destek noktasında talepler alıyor musunuz?
Gökhan Köseler: Hem kentsel dönüşüm çalışmaları, hem renovasyon çalışmaları sürüyor. Çalışmalar bölgeden bölgeye değişiklik gösteriyor. Binalar tamamen kullanılamayacak durumdaysa veya o semtte, bir yenilenme başladıysa, herkes o yönde çalışmalarını sürdürüyor. Bunun yanı sıra, kendi binaları, siteleri olan site yönetimlerinin hepsi ısı yalıtımı, su yalıtımı gibi konularda bilgi alıyorlar bizlerden. Çorlu Şube olarak sizin bölgenizde kentsel dönüşüm ve renovasyon çalışmalarının satışa yansıması ne durumda?
Gökhan Köseler: Bunlar elbette satışlarımıza yansıyor. Biz büyük projelerle çalışıyoruz. Müteahhitler ve son tüketicilere alt bayilerimizle hizmet sunuyoruz. Alt bayilerimize talepler gidiyor. Hal böyle olunca gerçekleşen satışları renovasyon ya da dönüşüm olarak ayırabilmemiz pek mümkün olmuyor ama, bu tür projelere alt bayilerimiz aracılığıyla sunduğumuz çözümleri pratik olarak gözlemliyoruz.
Covid – 19 pandemisi nedeniyle alınan sağlık tedbirleri, pek çok ekonomik zorluğu da beraberinde getirdi. Özellikle hastalığın yayılmasını engellemek adına ulaşıma getirilen kısıtlamalar, tedarik zincirini nasıl etkiledi? İş süreçlerinin devamını sağlamaya yönelik ne gibi tedbirler aldınız?
Eyüp Tulunay: Eşi sağlık sektöründe çalışan biri olarak, öncelikle sağlık personellerinin pandemi sürecinde, çektikleri zorlukları birebir eşimden biliyorum. Kendilerine başarılar diliyorum ve minnetimi iletiyorum. Bu süreçte yaşamını yitiren kişilere Allah’tan rahmet, ailelerine başsağlığı ve geride kalanlara sabır diliyorum.
Hastalığı yaşayıp atlatmış kişilere sağlık, hiç karşılaşmamış ben gibi bireylerin de, inşallah bu süreç boyunca hastalıklarla karşılaşmamalarını en içten duygularımla temenni ediyorum. Bu süreç dünya ekonomisine 4 trilyon dolar zarar verdi. Dünya ticaret hacmine vurulan darbenin tabi ki Türkiye’de de belli yansımaları olacaktı. Bu yansımaları biz de yaşadık. Devletimizin belirlediği tedbirleri en ince detayına kadar uyguladık. Mart ayından bu zamana kadar uzanan süreçte, kişisel önlemlerimizi hijyen tedbirlerimizi ve iş akışlarımızı pandemiye göre dizayn ettik. Örnek vermem gerekirse, ticaret ilişkilerimizin çoğunu banka kanalıyla yürütmeye başladık. Personellerimizin bütün hepsine el hijyeni, dezenfektan, maske gibi ihtiyaçlarını ücretsiz olarak temin ettik. Dışarıda dolaşan arkadaşlarımızın araç dezenfektasyonundan kişisel hijyenlerine kadar bütün ihtiyaçlarına özen göstermeleri sağlandı. Seminerler aracılığıyla bilgilendirme yapıldı. Gerekli tedbirlerimizi alarak ticaret hacmimizi piyasaların verdiği imkanlar doğrultusunda hep en üst düzeyde tutmaya çalıştık. Etkilenmedik mi? Muhakkak etkilendik ama, karamsarlığa kapılmak yerine sorunlarla yüzleşip gerekli çözüm stratejilerimizi oluşturduk. İkinci dalganın gelmeyeceği umuduyla, her zaman tünelin sonundaki ışığa yürüyoruz.
Pandemi sürecinde kamu bankalarının kredi faizlerini ciddi bir şekilde düşürmesiyle yapı sektöründe bir hareketliliğin yaşandığı süreçteyiz. Bir tarafta yapı stokları hızla erirken diğer tarafta yeni konut projelerinin hayata geçtiğini görüyoruz. Yeni projeler ile ilgili konuşacak olursak, pandemi, taleplerde, uygulamada ve mimari tasarımda ne gibi değişimler yarattı? Bu değişimler Çorlu ve Trakya’daki projelere de yansıdı mı?
Eyüp Tulunay: Pandemi sürecinde kamu bankalarında faiz düşüşleri oldu. Bu hareketlilik tabi ki yapı stoklarında erime sağladı. Bunu sadece stokların erimesi olarak düşünememek lazım, nüfusumuz da her sene belli oranda artıyor. Şehirlerimiz kalabalıklaşıyor, yapı ihtiyacı her sene belli oranda artış gösteriyor. Pandemi taleplerde bazı değişiklere sebebiyet verdi. Yüksek katlı konutlar değil, daha yatay ve az katlı konutlar, bahçeli evler yapılmaya başlandı. İnsan doğadan uzaklaştıkça ne yazık ki hep zarar görmüştür. Ben aslında bu tip olayların doğanın bize verdiği cevap ve bizim de buna karşı vereceğimiz yanıt olarak görüyorum. Talepleri doğal karşılıyorum. Tabi ki taleplerde değişiklik olduğu için arzın da değişmesi gerekiyor. Dünyada değişmeyen tek şey, değişimin kendisidir. Her şey değişmek ve gelişmek zorundadır. Değişime ayak uydurmak istemeyen, değişimi kabullenmeyen firmalar hep değişime yenik düştü. Biz de değişen taleplere göre çalıştığımız firmalardan taleplerimizi değiştiriyoruz, sektöre sunduğumuz hizmeti de talebe göre arz ediyoruz. Biz Nimeçatı olarak, internet üzerinden haftalık ve aylık olarak yaptığımız değerlendirme toplantılarında sürekli bölgelerimizden aldığımız tepkileri analiz ediyor. Neticesinde, hizmetlerimizi arz ve taleplerimizi değiştirerek değişime uyum sağlıyoruz.
Bundan sonraki süreç için öngörüleriniz, pazar stratejileriniz ve hedefleriniz nelerdir?
Eyüp Tulunay: Pandemi süreci iyisiyle kötüsüyle elbet atlatılacak. Pazar stratejimiz; dün nasıl sektöre en iyi doğru hizmeti sunmaksa, bugün de aynı güdümde çalışmaktır. Pazarın talebine göre arzımızı değiştirdiğimizi, sektöre ayak uydurmaya çalıştığımızı, dünyada ve Türkiye’deki değişikliklere karşı pozisyon aldığımızı belirtmiştik. Stratejilerimizi hep bu temelde koruyoruz.
Gerçekler önümüzde apaçık dururken biz hedeflerimizi tutarsız ve hayalperestçe koyamayız. Gerçekçi hedefler koyuyoruz ve buna göre kontrollü ve sağlam ilerliyoruz
Gökhan Köseler: Hedef ve beklentiler konusunda kendimize ait bir çizgimiz var. O çizgimizi bozmadan, doğru ürün ve kaliteyle yolumuza devam ediyoruz. Sektörde rekabete çizgiyi fazla aşmadan devam edeceğiz. Saha ziyaretlerimizi sıklaştıracağız. Pandemi nedeniyle ara verdiğimiz ziyaretlerimize kaldığımız yerden devam edeceğiz. Tüm halk bayilerimizle, iyi bir görüşme sürecindeyiz. Yapıları iyi takip ediyoruz. Çalışmalarımızın meyvelerini de topluyoruz. Tarlamızı ekmiştik, hasadımızı topluyoruz.
Son çeyreğin sektörümüz açısından iyi geçeceğini düşünüyorum. Ağustos’un 15’inden sonra, çatı ve yalıtım uygulamalarının hız kazandığı bir sürece gireceğiz. Bundan sonraki süreçte, mevsim koşulları müsaade ettiği sürece, hızlı bir tempo içerisine gireceğiz.