8 Kasım 2015 Pazar

Sakallı Celal Yalnız


Okunmaya değer güzel bir adam: Sakallı Celal veya Celal Yalnız'ın okunmaya değer hayat hikayesi,
Sakallı Celal Yalnız

1886-1962 yılları arasında yaşayan Sakallı Celal, 2. Abdülhamid dönemi Bahriye Nazırı Amiral Hüseyin Hüsnü Paşa’nın oğludur, Galatasaray Lisesi’nden 1907 yılında mezun olmuştur.
Sakallı Celal namıyla bilinen Celal Yalınız aslında hepimizin tanıdığı bir düşünür, bir filozof. Nereden mi tanıyoruz? Bir çoğumuzun sıklıkla alıntıladığı ve kullandığı sözlerin söyleyenidir kendisi. Sözlerinden bazıları şunlardır:
“Türkiye’de aydın geçinenler Doğu’ya doğru seyreden bir geminin güvertesinde Batı yönünde koşturarak Batılılaştıklarını sanırlar.”
“Bu ülkede ilgililer bilgisiz, bilgililer de ilgisizdir.”
“Bu kadar cehalet ancak tahsille mümkün olur.”
“Meşrutiyeti getirdik olmadı, cumhuriyeti kurduk olmadı. Biraz ciddiyete ne dersiniz?”
“Bir kızın tıraşlı bir erkeği güzel zannetmesi hazindir…”
“Hiç bir yoğurtçunun yoğurt olduğu görülmediği gibi, hiç bir Türkçünün de Türk olduğu görülmemiştir.”
“İnsanoğlunda zeka, midyedeki inci gibidir. Hepsinde bulunmaz”
Fransızca bilir, sağlıklı, güçlü, hazırcevap, espirili, kültürlü, bekar, bakımsız, derbeder, titiz, babacan, ütopik sosyalist meczup… Evinde yapılan bir arama da polis duvarda duran Karl Marx portresini sorunca “Rahmetli Babam” diye cevaplamıştır. Öğretmenlik yapmış, Aydın’da incir fabrikasında çalışmış çöpçülerin ücretini az bularak protesto amacıyla çöpçülükte yapmıştır. Paraya pula hiç önem vermemiştir. Öyle ki Galasaray Lisesi’ndeki öğretmen vekilliği döneminde çocuklara askıdaki ceketini göstererek ‘Parası biten cebimden alabilir’ dermiş.
Sakallı Celal yazılı bir eser bırakmamıştır. Yakın arkadaşları arasında Yusuf Ziya Ortaç, Ahmet Haşim, öğrencim de dediği Nazım Hikmet, Ordinaryüs Matematik Profesörü Ali Yar, Haldun Taner ve Ali Sami Yen; çevresindekiler arasında Nurullah Ataç, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, Kazım Taşkent gibi çeşitli isimler ile Melih Cevdet Anday, Orhan Veli gibi pek çok şair ve yazar yer alır. Hakkında tüm bilgi ve belgeleri yazar Orhan Karaveli tarafından yazılmış olan ” Sakallı Celal – Bir ‘Bilinmeyen Ünlü’nün Yaşam Öyküsü ” kitabında bulabilirsiniz. Şimdi Orhan Karaveli, Haldun Taner ve Nazım Hikmet Ran’ın kaleminden Sakallı Celal’i biraz tanıyalım.
 “…Sakallı Celâl, 1886 yılının kazma kürek yaktırdığı bir Mart gününde Miralay Hüseyin Hüsnü Paşa ve Ayşe Melek Hanımın üçüncü oğlu olarak dünyaya gelir. çevresine biraz tepeden bakan annesi ile Celâl’in yıldızı hiç barışmaz. Çocukken annesinin ‘paşa hanımı’ tavırlarına sinirlendiği için makam faytonunda kendini arabacı askerin yanına atıp, annesini utandırırdı. Zaten sonraları annesi için “askerler, babama selam durduklarından daha çok anneme selam dururlardı! Benim annem Abdülhamit’in dişisidir” diyecektir. Aynı Ayşe Melek Hanım, Celâl devlet bursu ile Fransa’ya siyaset bilimi okumaya gittiğinde, oğlundan gelen “devlet katında bölümü ile ilgili değişiklik ricasında bulunması” isteğine “devlet neyi uygun görmüşse onu tahsil et… onlardan daha iyi mi bileceksin?” cevabını vermiştir, o günden sonra Celâl Bey, o meşhur sakalını koyverip bir daha da kesmemiştir.
Sakallı Celâl yaşı geldiğinde ailesince Mekteb-i Sultani’ye, bugünkü adıyla Galatasaray Lisesi’ne 110 numara ile kaydedilir. o vakitten sonra ne o Sultani’den ne de Sultani ondan vazgeçer. Liseyi bitirdiğinde Fransa’ya üniverisite eğitimi için gittiyse de tamamlayamadan geri döner…
…Celâl bey, o dönem için ‘fazla geniş’ vizyonu, ileri görüşlülüğü ile tahmin edileceği gibi dokuz köyden kovulur. Öğretmenliğe başladığındaki ilk görev yeri Üsküp’te öğrencilerden bir futbol takımı kurduğunda, şeytan icadı oyun yüzünden ‘komünist’ olarak nitelendirilir ve görevden alınır. Sonrasında gittiği Kastamonu’da öğrencilerine hurafelere inanmamaları yönünde verdiği öğütler nedeniyle sakıncalı ilan edilerek yine görevden alınır. Ankara Sultanisi’nde din derslerini azalttığı ve erkek öğrencilere bayan öğretmen atadığı için uyarılır. Devlet memuru olamayacağını anlayıp çareyi Aydın’da incir fabrikasında çalışmakta bulan Celâl, burda da rahat edemez. İşçilere yardım ettiği gerekçesiyle komünist olduğu düşünülür ve evi basılır. Kitapları ve eşyaları talan edilen sakallı Celal, polise ne aradıklarını sorunca “Fakir işçilere yardım ediyormuşsun! Yani komünistmişsin! Biz de bunun belgelerini arıyoruz” yanıtını alır. Celâl bey, işaret parmağıyla kafasını göstererek “aradıklarınız burada” yanıtını verir. bir başka gün, taşıdığı ruhsatlı silahına el konduğunda, silah taşıma nedeni olarak “bu polis eskiden padişahın ve hilafetin polisiydi. ‘Padişahım çok yaşa’ diye bağırmayanları yakalayıp zindana tıkardı. Düpedüz zulüm aracıydı emrinde olduğu padişah ve hilafetin. Şimdi devran değişti, Cumhuriyet ilan olundu ve bu polis Cumhuriyet’in polisi olup çıktı. İyi de ben bu polise nasıl güvenebilirim? Yarın birileri punduna getirse bir kez daha ‘hilafetin polisi’ olmayacakları ne malûm? o nedenle ben bu silahı gerektiğinde Gazi Paşa’yı ve Cumhuriyet’i korumak için taşıyorum” der…
…Sakallı Celâl, hayatı boyunca kimseden yardım almaz. Rivayete göre gösterişli görünmemek adına bilerek eskittiği paltosu, içine kitaplarını doldurduğu çuvalı ve ‘özgürlük’ olarak nitelendirdiği sakalıyla kendi yağı ile kavrulur. Dönemin tüm düşünür, yazar ve profesörleri tarafından el üstünde tutulur. Rasih Nuri, hocası olan profesör Kerim Erim ile birlikte yürürken, Erim’in yoldaki bir çöpçünün elini öptüğünü ve bu kişinin Sakalı Celâl bey olduğunu söyler… (Alıntı: Orhan Karaveli)
“…Celal bey, bahriye mektebi nazırı Hüseyin Hüsnü Paşa’nın oğlu ve Mekteb-i Sultani mezunu olduğunu sık sık unutup ve unutturup herhangi bir sokaktaki adam kişiliğine bürünmekten çok zevk alırdı. Ankara vapurunun ünlü süvarisi şefik kaptan bana ön güvertede halatları saran sakallı bir çımacının kendisine Lamartin’in ‘le lac’ şiirini ezbere okuduğunu anlatmıştı. Bu kadar güzel Fransızca bilen bu çımacıyı o güne kadar hiç görmediği için baş çarkçıya sormuş, o da bu sakallı zatın İstanbul’dan İzmir’e biletsiz gitmek için boğaz tokluğuna çımacılık yapmak istediğini anlatmıştı. Celal bey’in, istese bu kadarcık parayı dostlarından borç alması işten değildi. ama öyle esmiş, öyle yapmıştı. böyle oyunlara bayılırdı…” (Alıntı: Haldun Taner (Kitaplık, Şubat 2003))
“…on beş, on altı yaşlarındayken baudelaire’i aslından okurdum. Bir gün bizim orada, Göztepe’de, Baudelaire’i okuya okuya yolda yürüyorum, Sakallı Celal karşıdan geliyormuş, ben farkında değildim, dalmış gitmişim kitaba. Bana yaklaşınca: ” okuduğun o kitap ne senin ? ” diye sorunca kaldırdım başımı baktım, o. Gösterdim kendisine kitabı. Baktı, baktı yüzüme. Ben o zaman suratı çil içinde sapsarı bir oğlandım. ” Sen büyük adam olursun oğlum !! ” dedi ve yürüdü gitti. Büyük adam olamadık ama Baudelaire’in bir çok şiirleri aklımızda kaldı…” (Alıntı: Nazım Hikmet Ran)
Sakallı Celâl 1962’de beyin kanamasından hayata veda eder. Mezar taşında kimsenin bilmediği ama soyadıyla Celâl Yalınız ve “Bahçıvan bir gül için bin dikene katlanır” yazılıdır.
Umut Özen
Dünyalılar


4 Kasım 2015 Çarşamba

Başarı








Başarı Yolunda
“Tüm düşleriniz gerçekleşebilir, eğer onları kovalayacak cesareti bulabilirsek.” 
W. DİSNEY
Başarmak


      
Her insanın doğasında başarma veya başarılı olma duygusu vardır. İnsanoğlu hayat boyu, sürekli bir şeylerin peşinden koşar, kendine hedefler belirler ve bu hedeflere ulaştığı ölçüde kendini başarılı ya da başarısız hisseder. Öyleyse başarısızlık hedeflere ulaşamamak mıdır? Bazı uzmanlar diyor ki; “ BAŞARISIZLIK DİYE BİR ŞEY YOKTUR, sonuçlar vardır, sen sonucu nasıl yorumlarsan öyle görünür.” Edison’un asistanı 700. denemede de başarısız olduk dediğinde Edison: “Hayır, başarısız olmadık, yapmamamız gereken 700 şey öğrendik.” diye cevap veriyor. Olaylara bakış açımız bu açıdan çok önemlidir. Başarısızlık diye tanımlanan pek çok şey aslında deneyim ve bizi başarıya ulaştıracak adımlar olarak da değerlendirilebilir.
     Ford arabalarının sahibi H. Ford, otomobil sektöründeki ilk iki deneyiminde şirketleri iflas edip batmış, üçüncü deneyiminde başarıya ulaşmıştır ve şu an dünyanın en güçlü otomobil üreticilerinden biridir.
     Tanınmış bir diğer “başarısız” kişi ise yapmaya çalıştığı pek çok işte başarısız olduktan ve girdiği bir çok seçimi kaybettikten sonra ABD başkanı olan Abraham Lincoln’dür. Unutulmamalıdır ki; bütün başarısızlıkların arkasında o işe yeterince odaklanmama, o işi yapabileceğine yeterince inanmama vardır. Büyük işler başaran insanlar, hayallerini gerçekleştirmek için inatla ve AZİM le başarısızlıkların karşısında direnen insanlar olmuştur. Bu örneklere bakan her öğrenci kendi başarısızlıklarını tekrar gözden geçirmeli, kendini başarısız bulduğu alanların, derslerin vb. üzerine gayretle, azimle giderek, yılmadan başarıya ulaşma çabasını devam ettirmelidir.
     Başarılı olabilmek için öncelikle başaracağınıza yürekten İNANIN . Örneğin Üniversiteyi kazandığınızı zihninizde canlandırıp, bütün duygularınızla hissedin. Bir kişi, bir işi başarmışsa siz de başarabilirsiniz. Eğer zihin bir şeyi yapabileceğine inanırsa bunun şartlarını araştırır ve bulur. Başarılı olabileceğinize inanmak için kendinize olumlu telkinler yaparak yardımcı olabilirsiniz. “başaracağım, zekiyim, çalışkanım” vb. sözlerle beyninize göndereceğiniz mesajlar başarılı olmanıza yardımcı olacaktır.
      Başarının diğer bir boyutu da kişinin kendine inanmasının yanı sıra çevresinin de ona inanıyor ve CESARET veriyor olmasıdır. ÇEVRE mizdeki insanlar bazen farkında bile olmadan başarıya ulaşmamızı engelleyecek davranışlarda bulunabilirler. Tıpkı şu hikayede olduğu gibi:
      Günlerden bir gün kurbağaların yarışı varmış. Hedef çok yüksek bir kulenin tepesine çıkmakmış. Bir sürü kurbağa da arkadaşlarını seyretmek için toplanmış ve yarış başlamış. Seyircilerin hiç biri yarışmacıların kulenin tepesine çıkabileceğine inanmıyormuş. Sürekli şu fısıldamalar duyuluyormuş: “Zavallılar, hiçbir zaman başaramayacaklar.” Yarış sonuna kadar yalnızca bir kurbağa dışındakiler, tepeye ulaşamayacaklarını düşünerek vazgeçmişler. Tepeye ulaşan kurbağanın başarısındaki sırrı öğrenmek istediklerinde ise farkına varmışlar ki; Kuleye çıkan kurbağa sağırmış. İşte biz de bazen çevremizdeki kişilerin olumsuz tutumlarından etkilenerek cesaretimizi kırmamak adına, yeri geldiğinde kulaklarımızı olumsuz her şeye karşı kapalı tutmayı biliyor olmalıyız.
      Olumsuz Düşünen İnsanları Duymayın, Çünkü Onlar Kalplerinizdeki Ümitleri Çalarlar. 
      
Başarıya ulaşma sürecinde sahip olmamız gereken bir diğer özellik SABIR dır. Evet başarının bir sürecin sonunda elde edileceğini unutmamak ve aceleci olmamak gerekir. Örneğin Çinlilerin meşhur Bambu Ağacını hatırlayalım. Bu ağaç uzun gayretler sonucunda yetişebiliyor. Bir ay, iki ay, üç ay değil tam 5-6 yıl sonra topraktan başını çıkarıp filizleniyor. Sonra altı haftada 27 metre uzuyor. Tabi Çinliler bu ağacın bu kadar emek gerektirdiğini biliyor ve yetişmesini sabırla bekliyorlar.
      Son olarak kısaca özetlemek gerekirse, başarılı olmak için mutlaka bir yol olduğunu unutmayın. Başarılı olacak kabiliyetlerle donatıldığınıza inanın. Hiç kimsenin size hedeflerinize ulaşmada engel olmasına veya gözünüzü korkutmasına izin vermeyin. İstediğinizi elde etmek için tekrar tekrar denemekten çekinmeyin.
     Başarı Dileklerimizle
     Fatih Anadolu Lisesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Servisi

12 Ekim 2015 Pazartesi

BİLGELİK HİKAYELERİ


Bilgelik hikayeleri



BİLGELİK HİKAYELERİ
DİLENCİ VE TURGENYEV
Büyük Rus yazarı Turgenyev, soğuk bir akşamüstü evine doğru yo-la çıkmış. Yolda bir dilenci kendisinden para istemiş. Bütün ceplerini kurcalayan Turgenyev, ne yazık ki hiç para bulamamış. Bunun üzerine kendisine uzatılan soğuk elleri kendi elleriyle ısıtarak:
Kusura bakma kardeşim sana verecek bir şeyim yok, demiş.
Dilenci; Verdiniz ya efendim, demiş,
Bana kardeşim dediniz.
HAKLI TENKİT
Eflâtun, bir grup arkadaşı ile birlikte oturan Sokrat’a
Geçen gün bir arkadaşını herkesin arasında azarladın, diye çıkışmış. O sözleri baş başa kaldığın zaman söyleyemez miydin?
Sokrat, soruya soruyla karşılık vermiş:
Beni böyle azarlamak için, baş başa kalmamızı bekleyemez miydin?
THALES’TEN BİR ÖĞÜT
Biri Thales’e sorar
Sana göre dünyada biricik devamlı olan şey nedir?
Ümit…, diye cevap verir düşünür.
Zira bizi en son bırakan budur.
Peki, öyleyse en kolay olan şey nedir? diye sorulunca,
Başkasına nasihat vermek diye karşılık verir.
GÜL YAPRAĞI
Abdul Kadir Geylani Hazretleri, Bağdat’ta bir dergâha misafir ol-mak ister. Ancak dergâhta onu misafir edecek yer kalmadığı için dergâ¬hın pîri süt dolu bir bardağı hem ikram olsun diye, hem de misafir edecek yerlerinin kalmadığını ifade etmek için Abdül Kadir Geylani’ye gönderir. O da bunun ne anlama geldiğini anlayarak süt dolu bardağın üzerine bah-çedeki güllerden bir gül yaprağı kopararak süt dolu bardağın üstüne kor ve sütü geri gönderir. Onun bu yüksek ferasetine hayran kalan dergâ¬hın piri Abdülkadir Geylani’yi dergâhında misafir eder.
Sütü taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardı çünkü…
“Gül’e damlar,
Gül suyu Gül’e damlar,
Kendi Gül, meclisi Gül,
Oturmuş Gül adamlar.”
SOKRATES’İN SUÇU
Sokrates idama mahkûm edilince karısı ağlayarak dedi ki
Ah Sokrates! Haksız yere öldürülüyorsun.
O da gülerek sordu.
Ne o? Dedi. Yoksa sen benim haklı yere mi öldürülmemi isterdin?
Acılı arkadaşlarına ölmeden önce şöyle söylemişti: Neşelenin ve yalnızca bedenimi gömdüğünüzü söyleyin.

8 Ekim 2015 Perşembe

HAYATA DAİR ÖĞÜTLER

Hayata dair öğütler

Üstün DÖKMEN'den HAYATA DAİR ÖĞÜTLER
* Güvenmediğin kimseye aleyhine kullanabilecek hiçbir koz verme.
* İnsanlara doğru değer ver, hak etmeyenleri sil.
* Kimseye yalvarma.
* Asla dönüp arkana bakma.
* Sır tutmasını bil.
* Dostlarının yeri ayrı, sevgilinin yeri ayrı. Sevgilin için dostlarını, dostların için sevgilini satma.
* Kimsenin lafıyla dolduruşa gelme, ama aklının bir köşesinde de tut.
* Bir ilişkiyi kafanda bitirdikten sonra iki çift tatlı söz, iki damla gözyaşı için asla yumuşama.
* Seni sevenlerle kullananları iyi ayırt et.
* Seni dinleyip anlamaya niyetli olmayanlarla tartışma.
* Emrivaki oluşturulan dostlukları kabul etme.
* Eğer verdiğin o kişide kalmıyorsa ikinci bir sır şansı verme.
* Kendini öven insanlardan kaç.
* Karşındakinin doğruyu söylediğini varsayma.
* Kendine saygını yitirmene neden olacak hiçbir şey yapma.
* Sorunun olduğunda insanlar zaman ayırıp seni dinliyorsa onların öğütlerini gözardı etme.
* Göz göre göre su birikintilerine taş atma, mutlaka üzerine sıçrar.
* Gözyaşlarının değerini bil. Onları hak etmeyenler için harcama.
* Senin zekana inanan insanları hayal kırıklığına uğratma.
* Kendini sev.
* Dışarıdaki güneşe bakıp gülümse ve önünde koskocaman bir gelecek olduğunu unutma.
* Dostluğunla yetinmeyenler için hiçbir fedakarlık yapma.
* İnsanları kaybediyorsun diye ağlayıp sızlama, ama kazandığın insanların değerini bil.
* Kimseye taşıyabileceğinden fazla değer verip bununla övünmesine fırsat verme.
* İstediğini almak için asla duygu sömürüsü yapma.
* Sana duyulan sevgiyi ve güveni istismar etme.
Üstün DÖKMEN

22 Mayıs 2015 Cuma

DÜNYACA ÜNLÜ KİŞİLERİN DERS ALINACAK SÖZLERİ...

DÜNYACA ÜNLÜ KİŞİLERİN DERS ALINACAK SÖZLERİ...
Cahillerle tartışmaya girmeyin, Ben hiç yenemedim
Gazali

Aptallarla asla tartışmayın. Sizi önce kendi düzeylerine çeker, sonra da tecrübeleriyle yenerler
Dilbert


Son sözler hayatında yeterince söz söylememiş ahmaklar içindir
Karl Marx ın son sözü, son sözünü soranlara


Kesinlikle evlen, karın iyiyse mutlu, kötüyse filozof olursun.
Sokrates

Herkes sadece anladığı konuda konuşsaydı sessizlik dayanılmaz olurdu

Başkalarının günahlarıyla aziz olamazsın
Çehov

Çoğu mutsuzluğun sebebi mutlu olma arzusudur
Vese

Senden soruluncaya kadar susman susturuluncaya kadar konuşmandan hayırlıdır
Hz. Ali

İnsanları 3’e ayırabiliriz:
şartlara uyum sağlayıp hayatta kalanlar, şartlara ayak uyduramayıp elenenler, şartları değiştirenler
Vese

Sadece yardım etmek yetmez, vaktinde yetişmek lazım
Kemal Ural

Alice: Hangi yoldan gideyim?
Tavşan: nereye gittiğini bilmiyorsan, hangi yoldan gittiğinin bir önemi yok
Alice Harikalar diyarında

Bir şeyler değiştirmek isteyen insan önce kendinden başlamalıdır.
Sokrates

Varolan türlerin en güçlüsü değildir, en zekisi de değildir.Hayatta kalan değişime en çok ayak uydurabilendir.
Charles Darwin

İnsanlar ne kadar az düşünürlerse o kadar çok konuşurlar.
Montesqieu

İstediğin olmuyorsa, olacağı iste
nuşirevan-ı adil

Cahil kimselerin yanında kitap gibi sessiz ol
Mevlana

Söz ilaca benzer azında fayda görülür
Saad b. ebi Vakkas

Sözler kalpten çıkarsa kalbe kadar ulaşır, ağızdan çıkarsa kulaktan öte gidemez
Arap Atasözü

Samimi olmayı vaat edebilirim, ama tarafsız olmayı, asla!
Goethe

Akıllı olan herşeyi farkeder, ........ ise farkettiği herşey hakkında konuşur
Dünya atasözü

Söz var gelir geçer söz var deler geçer
Türk Atasözü

sevinçli anında kimseye vaatte bulunma öfkeli anında kimseye cevap verme
Çin atasözü

Bir sırrı gerçekten saklamak istiyorsanız hiçbir yardıma ihtiyacınız yoktur
Kapping

At! At! Bir ata krallığımı veririm...
Richard 3, bir savaşın sonunda

Öyle Horozlar vardır ki öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
G. Granville

Kötü halini değiştirirsen iyi olursun
Geylani

Konuşma bir bayanın etekliği gibi ilgiyi sürdürecek kadar kısa,konuyu kapsayacak kadar uzun olmalıdır.
Dale Carnegie

Bilmediklerimi ayaklarımın altına alsaydım başım göğe değerdi
İmam-ı Azam

Fısıldanan sözler, yüksek sesle söylenenlerden daha uzağa gider
Çin Atasözü

Kendini tanı!
Sokrates

Tomurcuk derdinde olmayan ağaç odundur
Necip Fazıl

Gençlikte yıllar uzun günler kısa, yaşlılıkta ise günler uzun yıllar kısadır.
Panin

Müslüman çağın gözüyle islama bakmaz, islamın gözüyle çağa bakar.
Rasim Özdenören

Tembele "kapını ört" demişler "yel eser örter" demiş
Türk atasözü

Ya bir yol bulacağız ya da bir yol açacağız
Hanibal

En iyiyi bulmak için uğraşırken iyiyi kaybediyorsunuz
Shakespare

Derin olan kuyu değil, kısa olan iptir.
Çin atasözü

Dışın içini gösterir
Abdulkadir Geylani

Osmanlının kılıcı cerrahın bıçağına benzer
Necip Fazıl

Beteri olmayan bela yoktur.
Hz. Ebubekir

Önce fareyi defet, sonra buğday topla
Mevlana

ömür bu kadar kısa iken amelleri kısaltıp, emelleri uzatma
Zemahşeri

İnsana aradığı şeye bakarak değer biçilir
Mevlana

Ulu çınarlar fırtınalı diyarlarda yetişir
Cemil Meriç

Olmaz olmaz deme, olmaz olmaz
Türk atasözü

Gecenin en karanlık saati sabaha karşı olur
İngiliz atasözü

En iyi nasihat güzel örnek olmaktır
Malcom X

İnsanları inandıkları birşeyden vazgeçirmek, bir şeye inandırmaktan daha zordur.
E. Renan

Bilmedikleri yerde dursalardı sapıtmazlardı
Hz. Ali

Rüzgar mumu söndürür, yangını alevlendirir
Anonim

Kurbağa gökyüzünü kuyunun ağzı kadar sanır
Çin atasözü

Aleni nasihat, nasihat değil teşhirdir.
Gazali

İnanç görmediğimize inanmaktır.Bunun mükafatı ise inandığımızı görmektir
St. Augustinus

Yalnızca bir deli suyun derinliğini iki ayağıyla anlamaya kalkar
Afrika atasözü

Dün öldü, bugün can veriyor, yarın ise henüz doğmadı.
Bişr-i Hafi

Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider.
C. Brund

Yüzeyde hazine bulamazsınız
Fransız atasözü

Eğer yürüdüğünüz yolda güçlük ve engel yoksa, bilin ki o yol sizi bir yere ulaştırmaz.
Bernard Shaw

5 Mayıs 2015 Salı

"Simyacı" Yazarı Paulo Coelho'dan Başucu Notu Yapılacak 15 Muhteşem Söz

Soran Adam'ın fotoğrafı.

"Simyacı" Yazarı Paulo Coelho'dan Başucu Notu Yapılacak 15 Muhteşem Söz...
1. Elveda diyecek kadar cesursan, hayat seni yeni bir merhaba ile ödüllendirir.
2. Hiç yenilmemiş insanlar vardır. Onlar hiç savaşmamış olanlardır.
3. En iyisini sonraya saklamayın. Yarının ne getireceğini bilemezsiniz.
4. Başkalarını memnun etmek için yaşarsan herkes seni sever, kendin hariç.
5. Başkalarının ne düşündüğü önemli değil çünkü her halükarda yine aynısını düşünecekler.
6. Zamanını satabilirsin, ama geri satın alamazsın.
7. Bizi seven insanlar var, sadece nasıl göstereceklerini bilmiyorlar.
8. Hayatın sırrı, oysa, yedi kere düşüp, sekiz kere kalmaktı.
9. Bir hayali gerçekleştirmeyi imkansız kılan tek şey vardır; başarısızlık korkusu.
10. Hayatın, insanın iradesini test etmek için pek çok yolu vardır, bazen hiçbir şey olmaz ya da her şey birden olur.
11. Bir gün kalkacaksınız ve hep hayal ettiğiniz şeyleri yapmaya vakit kalmamış olacak. Şimdi tam zamanı. Harekete geçin.
12. Sadece güneşli günlerde yürürseniz, hedefinize asla varamazsınız.
13. Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir.
14. Affet ama asla unutma yoksa tekrar yaralanırsın. Affetmek bakış açını değiştirir, unutmak ise aldığın dersi kaybettirir.
15. Ok ancak geri çekerek atılır. Hayat seni zorluklarla geri çekiyorsa, seni daha büyük bir şeye fırlatacağı içindir. Nişan almaya devam et.

22 Nisan 2015 Çarşamba

Türkiye'nin ilk kadın avukatı Süreyya AĞAOĞLU

Türkiye'nin ilk kadın avukatı Süreyya AĞAOĞLU

Türkiye'nin ilk kadın avukatı Süreyya AĞAOĞLU  lokantaya gidince...
Ülkemizde avukatlık mesleğini seçen ve yapan ilk Kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu, kadınların yemek yiyemediği lokantada yemek yiyince...
Süreyya Ağaoğlu, Türkiye'nin ilk kadın avukatıdır. 1924-25 ders yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra, Ankara'ya ailesinin yanına döner.
Bir arkadaşıyla birlikte Adalet Bakanlığı'nda staja başlar.. İlk günlerin heyecanı geçince, bir sorunla karşılaşırlar: Öğle yemeği işini nasıl çözeceklerdir ? Evlerine gidemezler, evleri bakanlığa çok uzaktır. Lokantaya da gidemezler.. Aslında o zamanlar Ankara'da yemek yenebilecek bir lokanta, İstanbul Lokantası vardır. Ama, hep milletvekillerinin yemek yediği bu lokantada, kadınların yemek yediği görülmüş şey değildir..
Türkiye'nin, bu ilk kadın stajyer avukatları, öğle yemeklerini, bir süre için peynir ekmek yiyerek geçiştirirler. Ama sonunda dayanamazlar..
Zamanın Basın-Yayın Genel Müdürü olan babası Ahmet Ağaoğlu'na giden Süreyya, öğle yemeklerini İstanbul Lokantası'nda yiyebilmek için izin ister. Ahmet Ağaoğlu, bunda bir sakınca görmez, peki, der..
İki arkadaş, ertesi gün öğleyin lokantaya gider, küçük bir bölümüne geçip güzel güzel karınlarını doyurur. Ahmet Ağaoğlu'nu ve kızını tanıdıkları için kimse yüzlerine bir şey söyleyemez, ama arkalarından konuşmalar başlar. Homurdanmalar ve şikayetler yükselir.
Şikayetler aynı gün, zamanın başbakanı 'Rauf Bey'e de iletilir. Rauf Bey de Ahmet Ağaoğlu'nu arayıp durumu anlatır.
Süreyya, o akşam eve döndüğünde, babasının kendisini beklediğini görür. Ahmet Bey hemen konuya girerek, "Başbakan Rauf Bey, senin ve arkadaşının lokantada yemek yediğinizi ve herkesin bunu konuştuğunu anlattı.. Bundan sonra öğle yemeklerine bana gelin," der..
Süreyya çok üzülür, ama yapacağı bir şey yoktur..
Birkaç gün sonra, Atatürk ve eşi Latife Hanım, Ahmet Ağaoğlu'na misafirliğe gelir. Sohbet edilirken, söz bu konudan açılınca, Süreyya Hanım, olayı bütün açıklığıyla Atatürk'e anlatır. Onun, kendisini anlayacağını ve destekleyeceğini düşünmektedir. Oysa, onu dinleyen Atatürk, "Babanın da, Rauf Bey'in de hakkı var," demesin mi ?..
Büyük bir hayal kırıklığına Süreyya, ertesi gün bakanlıktaki odasında çalışırken, bir yetkili telaşla içeri girer : "Süreyya hazırlan, Paşa seni yemeğe götürecekmiş !.."
Süreyya şaşırır, apar topar kapının önüne çıkar. Yanında bir milletvekili ve yaveriyle arabada oturan Atatürk, onu görünce, "Latife bugün seni öğle yemeğine bekliyor," der.
Süreyya hem şaşkın hem sevinçlidir. O bindikten sonra hareket eden otomobil İstanbul Lokantası'nın önünden geçerken, Atatürk, birden şoföre durmasını söyler. Bozüyük milletvekili Salih Bey telaşla yanlarına gelince, Atatürk, herkesin duyabileceği bir sesle, ona, "Bugün Süreyya'yı bize götürüyorum, ama yarın buraya gelecek, yemeğini lokantada yiyecek.." der.
Süreyya'nın şaşkınlığı daha da artar.
Ne olup bittiğini, Latife Hanım, yemekte, onun kulağına eğilip, "Paşa, dün akşam bu lokanta olayına çok kızdı, ama babanı senin yanında ezmek istemediği için kızgınlığını belli etmedi. Eve gelir gelmez, birkaç milletvekilini arayarak, yarın mutlaka eşleriyle birlikte lokantaya öğle yemeğine gitmelerini söyledi," deyince durumu anlar..
Süreyya Ağaoğlu, ertesi gün, arkadaşıyla İstanbul Lokantası'na gittiğinde, birkaç milletvekili eşinin de ilk kez orada olduğunu görür. Kimse onları bakışlarıyla bile rahatsız etmeye yeltenemez..
Bu bir ilk olur... Atatürk ve Türkiye'nin ilk kadın avukatı Süreyya Ağaoğlu, kadınların, tıpkı erkekler gibi, bir lokantada yemek yiyebilmesine de öncülük etmiştir...

14 Mart 2015 Cumartesi

Sosyal medyada en fazla paylaşılan 50 söz


Sosyal medyada en fazla paylaşılan 50 söz

''Dışarıdan güçlü görünüyor olabilirsiniz,ama her gerçek savaş içeride kazanılır'' Diyojen
''Zamanımız kısıtlı! Bu yüzden başka insanların fikirlerinin gürültüsünün,kendi kalbinizi duymanızı engellemesine izin vermeyin'' Steve Jobs
''Uçurtmalar rüzgar gücü ile değil,o güce karşı koydukları için yükselirler'' Winston Churchill
''Yaşamak şakaya gelmez.Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın bir sincap gibi mesela yani yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden yani bütün işin gücün yaşamak olacak'' Nazım Hikmet
''Geleceği satın alabilecek tek şey bugündür'' Samuel Johnson
''Amacınıza ulaşmak için hiçbir şeyi küçümsemeyin,tam ulaşamasanız bile deneyin;belki başarırsınız.Hepimizin bel bağladığı şu 'belki' hiç de azımsanmayacak bir umuttur'' Dostoyevski
''Önce uçmayı,uçamazsanız koşmayı,koşamazsanız yürümeyi,yürüyemezseniz sürünmeyi deneyin.Nasıl yaparsanız yapın,mutlaka ilerleyin'' Martin Luther King
''Büyük bir tepeyi tırmandıktan sonra,yalnızca tırmanılacak daha pek çok tepe olduğunu görürsünüz'' Nelson Mandela
''Mutluluk bir varış değil, bir yolculuktur. Pek çokları mutluluğu insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta. Oysa mutluluk insanin boyu hizasındadır'' Konfüçyüs
''Hayat benimse eğer kimse karışamaz ve biliyorum ki herkesle dost olunmaz. Aşka gelince bir kere sevdim işte, bir daha işim olmaz'' Cemal Süreya
''Herkesi sev, bir kaçına güven, hiçbirine yanlış yapma'' W.Shakespeare
''Her türlü gösterişte ölçülü davranmalı, buna karşılık iç dünyayı, düşünce ve ruhu elden geldiğince yükseltmeli'' Goethe
''Tilki kümesi iyi tanıyor diye bekçi yapılır mı?'' Harry Truman''Gözü aldatmak kolaydır,kalbi aldatmak zordur'' Tony Montana
''Bir insanın zekası cevaplarından değil; sorduğu sorulardan anlaşılır'' Einstein
''Eğer insanlar Tanrı olsaydı, kendilerini demokratik olarak yönetebilirlerdi. İnsanlar Tanrı olmadıklarına göre, mükemmel bir devlet insanlara göre değildir'' Jean-Jacques Rousseau
“Mutlu olmak istiyorsan, kendini başkalarıyla karşılaştırma” James F. Cooper
"Yalnızlığı çok seversek, bir gün o da çekip gider mi?" Oğuz Atay
"Nihayetinde bu dünyada, yüksek ve sağlam çitler inşa edebilen insanlar ayakta kalır. Bunu reddetmeye kalkarsan, kendini çorak arazilere sürgün edilmiş bulursun." Haruki Murakami
''Tepki vermeden önce düşünün,harcamadan önce kazanın,eleştirmeden önce bekleyin,dua etmeden önce affedin,vazgeçmeden önce deneyin'' Ernest Hemingway
''Ancak durursa anlaşılır,saatin kaç olduğu'' Turgut Uyar
''İnsan kıyıyı gözden kaybetmeye cesaret etmedikçe yeni okyanuslar keşfedemez'' Andre Gide
''Başarı,hareket halinde olmakla bağlantılıdır.Başarılı insanlar hareket halinde olmaya devam ediyor,hatalar yapıyor ama vazgeçmiyorlar'' Conrad Hilton
''Canlıların en güçlüsü,en akıllısı değil;en iyi uyum sağlayanı hayatta kalır'' Charles Darwin
''Onların peşinden gidecek cesaretiniz varsa,bütün rüyalar gerçek olabilir'' Walt Disney
''Harika şeylere ulaşmak için sadece harekete geçmeniz yetmez,aynı zamanda hayal etmelisiniz.Sadece planlamanız yetmez;aynı zamanda inanmalısınız'' Anatole France
''Hiçbir zafere çiçekli yollardan gidilmez'' La Fontaine
'Nerede olursanız olun,elinizdekilerle yapabileceklerinizi yapın'' Theodore Roosevelt
''Hayalperest,tek hakiki gerçekçidir'' Federico Fellini
''Sürekli ve yavaş giden yarışı kazanır'' Ezop
''Büyük başarıların sahipleri,küçük işleri titizlikle yapabilme sabrını gösteren kişilerdir'' Friedrich Schiller
''Sıkı bir çalışmanın yerini hiçbir şey alamaz.Deha,yüzde bir ilham ve yüzde 99 terdir'' Thomas Edison
''Akıllılar dövüşmeden önce kazanırlar, cahiller kazanmak için dövüşürler'' Zhuge Liang
''Bir mıh bir nal kurtarır,bir nal bir at kurtarır,bir at da bir binici kurtarır'' Benjamin Franklin
''Ne kadar sık yenilgiye uğradığınız önemli değil.Galip gelmek için doğdunuz'' Ralph Waldo Emerson
''Yürü! Hür maviliğin bittiği son hadde kadar! İnsan alemde hayal ettiği müddetçe yaşar.'' Yahya Kemal Beyatlı
''Kendi omzuna tırman,başka nasıl yükselebilirsin ki?'' Nietzsche
''İnsan sahip olduğu şeylerin değil,her şeye rağmen şimdiye kadar sahip olamadıklarının ve sahip olabileceği şeylerin toplamıdır.'' J.P. Sartre
''Ya yolu bulacağız,ya da yenisini yapacağız'' Hannibal
''Güneş,çevresinde dönen bütün gezegenlere rağmen,sanki evrende yapacak başka hiç bir şey yokmuş gibi gene de bir salkım üzümü olgunlaştırır.'' Galileo Galilei
''İnsanlar her fikrime katıldıkları zaman hatalı olduğumu hissederim'' Oscar Wilde
''Deneyim,bir insanın başına gelen şeyler değildir.Deneyim,başına gelen şeylerle ilgili insanın ne yaptığıdır'' Aldous Huxley
''En küçük bir problemin bile gözünüzden kaçmasına izin vermeyin.Unutmayın;küçük çaylar büyük nehirlere dökülür'' Ishıhara
''Yalnız iyilik yapmak yetmez, iyiliği zarafetle yapmak da önemlidir'' Diderot
''İhtiraslar,geminin yelkenlerini şişiren rüzgarlardır;bazen gemiyi batırdığı olur,ama onsuz gemi yerinden kımıldayamaz'' Voltaire
''İnsan bir şeyi ciddi olarak istemeye görsün,hiç bir şey erişilemeyecek kadar yükseklerde değildir'' Andersen
''Zorluklar değerleri ortaya çıkarır;yenilgi zaferin eşiğidir '' Orison Swett Marden
''Her şey hakkında bir şey öğrenmeye ve bir şey hakkında her şeyi öğrenmeye çalışın'' Thomas Huxley
''Damla kendisini tamamlayınca damlar'' Özdemir Asaf
'' Altın kural şudur; herhangi bir altın kural yoktur '' Bernard Shaw